Allah'a yemin ederim ki hiçbir mümine, Allah'a karşı hüsn-i zan içinde olmaktan daha güzel bir şey verilemez. Allah'a yemin ederim ki kim Allah'tan en güzelini beklerse Allah da ona umduğunun karşılığını verir. Bu her hayrın onun elinde olmasından dolayıdır.
İbn Mes’ûd radıyallâhu anh
Bebeklerinin erken dönemde kendisine bağımlı olmasına izin veren anneler onların bağımsız ve özgüvenli yetişmesine zemin hazırlar. Her ne kadar paradoks gibi görünse de sıkı sıkıya bir bağımlılık güvenli bireyselleşmeye giden yolun öncülüdür.
İnsan yavrusunun ilk yurdu anne kucağıdır. Orada tutunamadığında hiçbir yerde, hiç kimseye kolay kolay tutunamaz. Bu yüzden bazılarımızın bir yeri olsa da yurdu hiç olmaz.
Yüce Allah yeryüzündeki bazı canlıları çok çalışıp kazanan ve bunun için pek çok yollara başvuran bir tabiatta yarattığı gibi, bir kısmını da bir çeşit mütevekkil ve çeşitli yollara başvurmayan bir tabiatta yaratmıştır.
Bazı haşereler kendilerine bir yıl yetecek kadar gıdayı saklarken, bazıları her gün kendisine yetecek kadar bir rızık teminat altına alınmış ve belirlenmiş bir miktarının bulunmasına güvenir, tevekkül eder.
Bir kısmı gıdasını biriktirip saklar, bir kısmının ise herhangi bir kazanç yolu yoktur.
Bazı erkekler yavrularının ihtiyaçlarını karşılarken, bazıları asla yavrularını tanımaz.
Bazı dişiler yalnız kendi yavrularına bakarken, bazıları kendi yavrusunu doğurur, fakat başkasının yavrusuna da bakar.
Bazıları yavrularının kendilerine ihtiyacı kalmaması halinde onu tanımaz olur, başkaları ise onu tanımaya devam eder ve ona şefkatini göstermeyi sürdürür.
Bazı hayvanlar annelerini kaybedince öksüz olurlar, bazıları babalarını kaybedince öksüz sayılırlar.
Bazıları hiç yavru sahibi olmanın yolunu aramaz, diğer bazıları ise bunun için bütün gayretini ortaya koyar.
Bazıları yapılan iyiliği bilir, buna teşekkür eder, bazılarında bunun eseri bulunmaz.
Bir kısmı başkasını kendisine tercih eder, bir diğer kısmı kendi türünden çok sayıda kişiye yetecek bir şeyler ele geçirecek olursa onlara kimseyi yaklaştırmaz.
Süfyân b. Uyeyne: Yeryüzünde bir yönüyle hayvanlara benzeyen bir tarafı bulunmayan hiçbir insan yoktur. Kimisi arslan gibi yakalar, kimisi kurt gibi koşar, kimisi köpek gibi havlar, kimisi tavus kuşunun yaptığı gibi kendisini süsler, kimisi kendisine hoş ve güzel yiyecekler sunulduğu takdirde ondan tiksinen domuzlara benzer. Ama bu domuzlar bir adam pisliğini yapıp kalkacak olursa gider onu yalar. Bundan dolayı Ademoğulları arasında şöylelerini de görebiliriz: Elli tane hikmet duysa dahi bunlardan bir tek hikmeti bellemez. Bir adam bir yanlış yapacak olursa hemen onu ezberleyip beller.
Birine: Rızık talebinde farklı çarelere başvurmayı, onu elde etmek için değişik yollara yönelmeyi sana kim öğretti, diye sorulunca, o da şu cevabı vermiş:
Soylu ve üstün tabiatlı arslanlara kendi avından başka avdan yememe ilhamını veren bana öğretti. Böyle bir arslan, başkasının avının yanından geçtiği takdirde açlıktan bitip tükenmiş olsa dahi yanına yaklaşmaz. Yine arslana kaplanla bir araya geldiği vakit ondan kurtuluncaya kadar kaplana boyun eğip, alçak gönüllülük göstermeyi öğreten bana öğretti.