Didem Fiyaka

Didem Fiyaka
@_Dido_
Okumayı, okuduklarını paylaşmayı, yaşamın her anına kitapların dokunduğunu düşünen bir öğretmenim...
... Şairi doğu mitolojisinde geçen kaknus kuşuna benzeterek bitirelim sözümüzü. Bu kuş kanatlarını çırpa çırpa tutuşturduğu çalı çırpının yanmasıyla ölen bir kuş. Küllerinden bir yumurta ve yumurtasından yeni bir kaknus meydana geliyor...
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
"Onur yoksulluğun boş memesidir dostum. Zayıf adamın adaleti fillerin kanat takması gibi bir şeydir. Emek köhne bir sığınaktır beceriksizlerin birbirine avuttuğu. Sevap bile parayla kazanılıyor artık. Elbette en yüce değer paradır."
Sayfa 114Kitabı okudu
Karın gökyüzünü ters yüz edilmiş bir papatya tarlasına çevirdiği; ayazın insanın anılarını bile üşüttüğü; kuşların bulutlardan pencere pervazlarına indiği; evlerin çocuklara dar, yaşlılara bir yaz ikindisi kadar geniş geldiği; yolların insanın boğazına düğümler attığı; sokak lambalarının yalnızlığı, telgraf tellerinin ayrılığı ışıttığı; ölülerin dönüp bıraktıkları boşluklara oturduğu; zamanın bacalardan iplik ince süzülüp gittiği; seslerin beyaza, suskunluğun darala darala acıya kestiği; kapıların içe bakmaktan iyice karardığı; her şeyin umutsuz bir bakış gibi boşlukta asılı kaldığı bir dünyaydı..
Sayfa 108Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Kimsenin yağmuru seyretmediği bir dünyada yıldızları sevmenin yalnızlığı ile her gün biraz daha geri çekildim. Üstüme örttüğüm yorgan yüreğimdeki serçenin küçücük ürkek kanatlarıydı. Kimse, ilkyazın sevgi, yazın dinginlik, güzün bitiş, kışınsa sıcaklığı büyüten bembeyaz bir düş olduğunu anlatmadı.
Yalnızlık insan kılığında bir karabasandı burada. Bir ses aradı içindeki külü üfürüp uçurumu ısıtacak. Alnını örtecek bir tutam saç. Üşümüş yerlerinde bir ılık nefes. Yaralarını onaracak bir çift söz sevgiyle boyalı. Onca acıdan sonra anladı ki, ölüm de yıkım da umut da umutsuzluk da aşk varsa güzeldi, kolaydı, katlanılırdı.
Reklam
Reklam