Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.
Teknoloji ilerledikçe, evrimin bizi şekillendirdiği çevreden giderek uzaklaşmış bulunmaktayız. Artık yaşadığımız dünya biyolojik açıdan saygısız; en temel insan ihtiyaçlarımızı göz önüne almıyor ve bizleri sağlıklı aktivitelerden uzaklaştınp zararlı olanlara doğru itiyor.
Sağlıklı toplumlar genel olarak kişilerarası travmatik olayların (aile içi şiddet ve diğer şiddet içeren suçlar) meydana gelmesini engeller ve gayet mobil olan toplumumuzda yaygın olan sosyal bağların çöküşü herkesin savunmasızlığını arttırır.
Bir çocuk ne kadar çok sağlıklı ilişkiye sahipse, travmadan kurtulup sağlıklı bir biçimde hayatına devam etme ihtimali de artar. İlişkiler değişimin aracılarıdır ve en güçlü terapi insan sevgisidir.