Hani, çok önceleri, "Sadakat nedir?" diye sormuştun bana; ben de şöyle bir şey söylemiştim:
'Sadakat', kişinin kendinde bir kişiye bir yer ayırması, ve o yeri hep onun için korumasıdır..
“Olanaksızlıklarımız da katılır ilişkimize, olanaklarımız kadar..”
Seninle birlikte yapacağımız -yapacağımızı düşündüğümüz; birbirimize yapacağımızı söylediğimiz- ne çok şeyi yapmadık; bu da, herhalde, ilişkinin bir gereği..
Bana 'hayran' olduğunu -söylediğini- söylediğinde, niye kızdım sana biliyor musun: Yalnızca Wittgenstein'in, Hayran olunmamaya çalış, sevilmeye çalış, sözünün aklıma gelmesi değildi, beni öfkelendiren.
'Hayranlık' zavallı bir şeydir - çarpık bir şey: Çoğunlukla, 'hayran' olunan, s a h t e bir büyüklük görünümü içindedir; 'hayran' olan da, y a n 1 ı ş bir küçüklük duygusu içinde...
Sahici ilişkide hayranlığa yer yoktur; çünkü, sahici ilişkide, iki kişi, birbirini iyi tanır -ya da iyi tanımağa çalışır (lar)-; iyi tanınınca da, her kişide ne kadar 'büyüklük', yücelik varsa, bir o kadar da 'küçüklük', alçaklık olduğu görülür - görebilen, görür..
Öyle konuşurduk sen ile ben, o dille - öylesine yakın olurduk ki, bazen, garip bir duygu duyardım : akıllarımız öpüşüyormuş; zihinlerimiz sevişiyormuş gibi - birbirlerinin içine girmiş, orada buldukları yollarda elele yürüyorlarmış gibi..
Aşk', çünkü, önemsiz; giderek, değersiz bir şeydir : kişinin 'başına', nedensizce; hatta, nesnesizce 'gelir' : n e d e n şu kişiye aşık olmuşsundur; k i m d i r, aşık olduğun - belirsizdir- çünkü, yalnızca bir 'etkilenim', bir 'tutku'dur - işte : bir tutulmuşluktur...
Sevgi ise dünyanın en önemli; giderek de (enderliğinden mi acaba-herhalde...) en değerli şeyidir - çünkü, kişinin bilinçle ve tam da belirli bir kişiye yönelik, bulunabileceği en yoğun ve en yalın -anlamlı; amaçlı- eylemidir..
Yapacak bir şey yok dedi kadın kalabalığa siz istiyorsunuz diye değişemem. Bazen biraz alınganım. Genellikle hassas ve romantik. Hâlâ aşk'a da inanıyorum masallara kahramanlara kahve falına papatyalara istersek dünyanın güzel bir yer olacağına da. İyi olmanın iyilik yapmanın kolay affetmenin saflık olmadığına. Ve şiirin sonsuzluğuna. Bilin ki siz istiyorsunuz diye değişemem ey şehrin sahipleri. Çok oldu ben bağışlayalı kendimi..
…
usulca yaslanırım
umut dolu bir şarkıya
İçim kıpır kıpır.
ya da yazılırım bir öyküye
ne fark eder uzun kısa.
olmadı bahara uzanırım
şöyle boyluboyunca.
omzuma kuşlar konar
saçlarımda efil efil rüzgâr.
gözlerimde binlerce yakamoz
uzak denizleri anımsarım ya da.
ayna'ya bakarım durup durup
çiçek olup açarım..
hem geçer diyorsa annem
geçer sahiden
inanırım..
Kişi, çok kısa aralıklarla, hatta aynı anda,
herhangi bir varlık için düşünülebilecek
en yüce konumlara çıkabilir;
aynı zamanda, en alçak varlığın bile
inmesi çok güç olan alçaklıklara
düşebilir..
../felsefe, olamayanı gören, olmayanın olmasını buyuran bilgidir. 'Nesnel' hiç değildir, ama "ben böyle istiyorum" demekle, yine, hiç 'öznel' de değildir..