Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
F .
F .
@_FFiliz
^ Bir garip Rüveyda ^
° İnsanlar kötüydü kitaplara sığındım °
| Heybemizden şiir eksik olmasın |
| Nev-i şahsına münhasır bir kadın |
Diyarbakır
1 Ocak 1965
612 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Steinbeck denince muhteşem eseri "Gazap Üzümleri" gelirdi aklıma hep . Ama bu , bu çok daha ötesi ....
Cennetin Doğusu yerin bambaşka. Steinbeck bu eseriyle insanın doğasına inmiş . Tasvirler , betimlemeler her zamanki gibi harika . İnsanın yaşamını seçimleriyle seçimleriyle kendisinin oluşturduğunu anlatır. İyiliğin ve kötülüğün çekişmesi bu kadar güzel anlatılabilir ancak .
~ Kitaptan bir alıntı ~
Bu kokuşmuş yüzyılın canı cehenneme ! Bitirelim , arkasından da kapıyı kapatalım ! Kitap gibi kapatıp okumaya devam edelim . Yeni bölüm , yeni hayat . Bu leş yüzyılın kapağını kapadık mı ellerimiz temiz olacak . Önümüzdeki manzara güzel .
Hayatımda en etkilendiğim kitaplardan biri daha.... Çok geç tanıştığım bir yazar oldu ancak her zaman yüreğim de ayrı bir yeri olacak .
Hayır ben bu romanı okumadım !
Hissettim
Yaşadım
Aç kaldım
Ölümle burun buruna geldim
Karakterlerin yaşadığı her çaresizlikle her tükenişle birlikte bende eksildim .
Açlık daha nasıl anlatılabilirdi ki ?
Ne desem nasıl anlatsam inanın kelimeler boğazımda düğümleniyor .
Bu kitap muhakkak okunmalı .
Son derece yalın bir o kadar da derin mesajlar içeren bir kitap daha var mıdır bilmiyorum . Varsa da ben henüz okumadım .
Unutma hepimiz Araftakilerden biriyiz ve belki de seninle birlikte "Paralel Evrende" bir hayatı paylaşmışızdır . Düşünsene ya da bambaşka bir Paralel Evrende bambaşka bir hayatı yaşayan , birbirini hiç tanımayan kişilerizdir . Şu an sana milyon tane Paralel Evrenden bir yaşam sunabilirim . Ama şunu bilmen yeterli : Hepimizin apayrı milyonlarca Paralel Evrende bir hayatının olduğunu ve burada pişmanlıklarımızı yeniden yaşama şansına sahibiz .
Kitabın bize verdiği en güzel mesaj her bireyin kendi hayallerinin olması gerektiği ve etrafımızdaki insanlar sırf mutlu olsunlar diye hayatlarımızı şekillendirmememiz gerekliliği . . .
Yaşam boyu milyon kere söylediğimiz keşkelerimize , onca pişmanlıklarımıza rağmen bunları telafi etme şansımız olmuş olsaydı ve Paralel Evren ile ; tüm hayatınızı emen pişmanlıklarınızı yeniden yaşama şansı bulduğunu düşünsenize ? Ne güzel bir alternatif olurdu de mi ? Pekii ya o hayatlarda mutlu olabilecek miydik ? İşte asıl her şey tam olarak da orada başlıyor .
Okur Takip Önerileri
Keşke herkes Ivan İlyiçin Ölümü'nü okusa da sevginin her şeyden üstün olduğunun bir kez daha farkına varabilse . Konu itibariyle her ne kadar iç karartıcı olsa da çok zarif ve etkileyici bir anlatıma sahip bir eser . Okudukça akıcı ve anlaşılır bir dille yazılan betimlemeleri ve ruh tasvirleri kararında olan bir eser olduğunu fark edeceksiniz .
Eser bütünüyle fiziksel acılardan ziyade psikolojik acının insan ruhuna , bedenine daha fazla zarar vermesini ele alıyor . Sonuna varılan nokta hayatın anlamsızlığı ve ölümün gerçekliği oluyor .
Benim için yaşamı ne denli hakkını vererek yaşadığımı sorgulamaya iten bir eser oldu .
Topluma karşı aykırılıkla suçlanan , deli damgası vurulan ama aslında sıradışı olan bircok karakterimiz yer alıyor . Bana göre eserin en ilginç yanı hastaların sürekli tımarhaneden , hemşireden ve düzenden şikayet etmelerine rağmen oraya gönüllu olarak gitmiş olmalarıdır . Bir yandan da burada hastalar tüm varlıklarını tamamen tımarhaneye teslim ederek dışarıdan korunmak istediklerini belirtip burada güvende olduklarını düşünürler .
Dünyayı kontrol etmek için bilim ve teknolojiyi hatta insan aklı ve duygularını kullanma girişimi ile başarısızlığın simgesel bir romanı .
Kafa da soru işareti bırakan bir diğer konu ise : Deliliğin ölçüsünün ne olduğu ve toplum kurallarının kim tarafından hangi ölçülerle belirlendiğinin belirtilmediğidir .
Guguk Kuşu ; insan ruhunun asla sınırlandırılamayacağının iyi bir örneğidir .
Kitaba "Guguk Kuşu " denilmesinin nedeni ise :
Guguk Kuşu ile delilik arasında ilişkilendirme gaddar davranışlardan kaynaklanır . Bu kuşlar yumurtalarını başka kuşların yuvasına bırakır . Her yuvaya bir yumurta bırakırlar . Yumurtadan çıkan yavru kuş diğer üvey kardeşlerini ve diğer yumurtaları yuvadan atar . Dışlanmanın zorbaya dönüştüğü ve kargaşanın rekabete üstün geldiği sistemdir aslında .
Uzakların Şarkısı ve yazarla sevgili kitap dostum vesilesiyle tanıştım .
Post-modernist bir eser ile karşı karşıyayız . Uzakların Şarkısı ile başlarda öyle çok bağlanmıyorsunuz olaya hatta öyle bir başlangıç ile karşılaşıyorsunuz ki bir an bırakmayı dahi düşünüyorsunuz . Sizi öyle çok sarmadığını düşünürken sayfalar ilerledikçe ardı ardına öyle kapılar açılıyor ki bambaşka bir âleme geçiş yapıyorsunuz . Şaşırmamak , düşüncelerde kaybolmamak elde değil .
Sayfaları çevirdikçe merakınız artacaktır . Olay örgüsünde ki esrar ve karakterlerin derin bağlarla meçhul diyarlara bağlanmış olması eserin çekiciliğini arttırıyor . Aşkı bambaşka , geçmişi , bugünü , geleceği bambaşka bir şekilde işlemiş Kaan Murat Yanık .
Bir an da kendimi farklı dünyalarda buldum . . . Geçmiş , günümüz ve gelecek zamanlarından geçen olaylar silsilesi ile bizlere masalımsı bir tat bırakıyor.
Ahh Zencefil'imm , Gülbadem'imm . . . Hanginiz için üzüleyim , hanginiz için dert yakınayım . Sanki birinizi düşünecek olursam öbürünün gönlü kalacakmış gibi .
Okuyup bitirmiş biri gibi değil de sanki bir yanım her şeyi yaşamış gibi , Zencefil'in yanı başında onu dinliyormuşum gibiydi .
Vee final de o Turuncu Yağmurun Yağmasıyla birlikte İpek Böceği ile tanışmış olduk .
CARPE DİEM ~ ANI YAŞA
Hemencecik biten ama güzel izler bırakan bir kitap .
"CARPE DİEM" der susarım .
Otoriter ebeveynlerin baskısı altında yetişen öğrencilere , yepyeni bir kimlik kazandırmaya atfen yazılmış bir eser .
Sevilmek , saygı duyulmak , kabul görmek , umursanmak . . . Çoğu mecrada insanların ihtiyaç duyduğu olmazsa olmazlarından .
Etrafımızda bize yol gösterme cürretinde bulunan bir sürü ses vardır . Konu komşu , eş , dost , akraba . . . Aman benden büyüktür der susarız , kırmayız . Yaşayacağımız hayatı , kuracağımız hayalleri dahi bazen yapamıyoruz , korkuyoru . Kanıtlama çabası gütmeden kendi kendimize konuşup konuşup 'keşke' diyoruz .
Demeyin ! Yaşamak istediklerinizi , yapmak istediklerinizi söyleyin , yapın ! Onlar değil siz yaşayacaksınız . Alıp verdiğiniz nefes sizin olduğu sürece kendi fikirlerinizi , isteklerinizi söyleyin . Başkalarının engelleri ile yıkılacağınıza kendi hatanız kendi yanlışınız ile kendi çukurunuza düşün .
Kim ne derse desin sözcükler ve fikirler dünyayı değiştirecek güce sahiptir .
Sarsıldım darmaduman oldum desem abartmış olmam .
Akıcılığı ve sürükleyiciliği bir yana , muhteşem bir kurgu ile karşılaştım . Vay be ! dedirten bir eser . Sonu öyle bir tokat etkisi yarattı ki afallamamak elde değil . Hiç ummadığım olaylar oldu , o kadar tuhaf hisler yaşattı ki bana . Kitabı bitirdikten sonra öylece kalakaldım . Finali beni gerçekten şaşırttı . Parçaları kitap içinde birleştirdikçe şüphelenmiyorsunuz ama sonunu okuyunca bambaşka bir bütünlük ile karşılaşıyorsunuz .
Soru işaretleri kitap bitene kadar gitmiyor kafanızdan . Şok üstüne şok yasatan bir kitap . Kitap boyunca şaşırıp şaşırıp durdum .
Kitaba bu denli hayran kalmam ; ana karakterinin özelliklerinin daha önce karşılaştığım bir karakter olmamasındandı .
Ne kadar zaman geçerse geçsin bende bıraktığı etki ve yaşattığı şok asla silinmeyecek .
En sevdiğim kadın karakterler listesinde yer aldın Jane Eyre .
Ahh Jane benim güzel arkadaşım .Karakterimiz her açıdan bağımsız bir kadın , bu da benim kitaba daha fazla bağlanmama vesile oldu .Kitaba ismini veren Jane Eyre'den ; kadınların , isterlerse neler yapabileceğini ve ne kadar güçlü olduklarını bir kez daha gözler önüne seriliyor . Anlatım şekli , kişilik analizi , durumlara bakış açısı yönünden çok zengin bir eser . Kitabın son sayfasına gelince kapağı kapatırken sanki yanlız bırakılmış gibi hissettim kendimi . Kitapla vedalaşırken bir an bir dostumu uğurluyormuşum gibi hissettim . Kitap boyunca tüm yaşadıklarını , hissettiklerini Jane ile beraber yaşadım .
Aşk , gurur , sadakat , kadınların toplumdaki yeri ve daha bir çok şey .... Jane , yaşadığımız bu çağda ki bireylerin dahi cesaret edemeyeceği kararlar alıyor .
Hayat boyunca hep bir dram yaşayan Janemm , daima mutlu ol .
Bir çocuk düşünün kendi dünyasında hayallerini , mutluluklarını dolu dolu yaşayan . . .
Yine bir çocuk kahraman , yine bir masumiyet , yine bir sevgi seli . . .
Kahramanımızın kurduğu hayallerle birlikte kendi çocukluğumda ki hayalleri düşünür oldum .
Bir çocuk bana ne oğretebilir ki demeyin . Üstelik bu çocuk kahraman inandığı dava da mücadele etmeyi , yürüdüğü yolda tek başına kalsa bile sonuna dek savunmayı , gerekirse de canını dahi ortaya koyacağını gösterecek .
Ahh küçük kahramanım ;
çocuk kalbinin , çocuk ruhunun bağdaşmadığı her şeyi reddettin .
Beyaz Gemi ; çaresizliğin , sessizliğin , kimsesizliğin , güçsüzlüğün hikayesi .
Tek Canavar Var O Da İnsan !
Bir avuç çocuk ıssız ada'ya düşerse ne olur ? Evet , doğru öncelikle oyun oynarlar . Pekii ya daha sonra ? Sineklerin Tanrısı bizlere aslında çocuklar üzerinden , insanların uygarlıktan uzaklaştıktan sonra ne kadar değiştiğini gösteriyor . Dünyanın en masum en saf temsilcisi olarak gösterdiğimiz çocuklar bile söz konusu güç , yaşam mücadelesi , hayatta kalma ... olduğunda nasıl da tehlikeli birer varlığa dönüştüklerini sergiliyorlar , eser yanlızca şartlar yüzünden değişebileceğine vurgu yapmakla kalmıyor modern düzen anlayışını da sorgulatıyor .
Sineklerin Tanrısı ; çocuksu masumluğun , saflığın yanında vahşetin , acımasızlığın , hırsın da olduğu ; basit bir yaşam mücadelesinden ziyade simgesel bir çok anlamı içinde barındıran bir alegoridir .
K İ R K E ' M M M
Her satırını , her sayfasını tadını çıkara çıkara okuduğum bir kitap oldu . Mitolojiye başlamak için nasıl bir eserdir bilemem ama ; Ben , Kirke size mitolojiyi sevdirecektir .
Sıkmadan , yormadan akıcı bir şekilde sizi içine çekecek olaylar silsilesi ; böylece sıkılmıyorsunuz .
Bir kadının neler başarabileceğini merak ediyorsanız elbette ki bu kitabı okumalısınız . Çok yönlü bir kitap olduğunu düşünüyorum .
Benim Başımı Alınca İnsanların Eline Ne Geçecek Ki ?
Ölümü iliklerinize kadar hissettiren bir kitap . Bu kadar az sayfa da bu kadar çok duygu . . .
Fransız devriminde , Giyotin'in çok popüler olduğu zamanlardan . Tarihi belli olan bir ölüm ! İdam mahkumu ile birlikte günleri saymak , onunla birlikte kızmak , onunla birlikte üzülmek , onunla birlikte geride bıraktığı annesini , eşini , kızını Marie'sini düşünmemek elde değil . Kurgu olduğunu bile bile vicdanınızla baş başa kaldığınız da etkisinden kurtulamazsınız .
Kendimi mahkumun yerine o kadar koymuşum ki elim sürekli boynuma gitti .
Eğlence izler gibi idam mahkumlarını keyifle izleyen halkı anlamak çok zor , çok sinir bozucu . . .
Yazar özellikle suçun ne olduğundan bahsetmemiş . Bu sayede okurlarına daha fazla empati yapma şansı tanıdığını düşünebiliriz .
Sosyal eşitsizliğin , yoksulluğun , çaresizliğin karşısında birbirlerine mektuplarla bağlanan , acı çeken genç bir kadın ve yaşlı bir erkek . Okurken aralarında ki bağı , yoksulluğu bizzat hissediyorsunuz .
Su gibi akıp geçti sayfalar . . .
Büyük bir aşk hikayesi .
Söyleyecek çok şey var ama sözler yetmez . Sadece okuyun .
Sonu beklenmeyecek bir son degildi . Shakespeare'nin , Romeo ve Juliet'in güzelliğini okuyunca içinizde bulursunuz zaten .
Juliet :
Binlerce kez iyi geceler sana .
Romeo :
Binlerce kez beter olsun gece , senin ışığın yoksa .
BEYNİM YANA YANA OKUDUM !
Kitapla ilgili başta söylemem gereken şey kessinlikle zor bir kitap , anlatılanlar ağır ve süslü bir dille anlatılmış . Kessinlikle kitabı umutsuz, moralsiz , karamsal dönemler yaşarken okumanızı tavsiye etmem . Yeterince hüzün dolu yeterince kavramsal ve yeterince çürüten bir kitap .
Kitap çeşitli denemelerden oluşuyor . E . M . Cioran karamsarlık ve gerçekliğin bazı düşüncelerini bu denemelerle aktarıyor . Genel olarak varoluşsal problemleri ele alıyor fakat Cioran bunları oldukça karamsal bir yoldan ele alıyor .
Kitap bize her şeyin boşunalığından bahsediyor ve uğraşmaya değer çaba harcayacak hiç bir işin olmadığından bahsediyor .
Hayatla ilgili her türlü duyguya değinmiş yazar .
Okurken kendinizi sorgulayacağınız bir kitap . Ben okurken bir çok yerde "hiç o açıdan bakmamıştım" diyerek kitabı kapatıp düşündüğüm oldu . Fazla düşündürücü ve yorucu bir kitap olduğu için öyle bir çırpıda okunması pek mümkün değil .
Başucu kitabım diyebilirim , zamanla ara sıra herhangi bir sayfayı açıp tekrar okuyacağım bir kitap .
Daha önce hiç bir kitabı okurken bu denli yorulduğumu hatırlamıyorum . Bu kitapta en diplere kadar çekildiğimi hissettim .
İyi bir felsefe okuyucusu olmayan birinin okuduklarını anlaması için cümleleri en az üç kere okuması gerekecektir .
Yıl 802701
Yine bir solukta okuyup bitirdiğim bir kitap daha .
Zaman yolculuğunu konu alan bir kitap .
Zaman gezgini , gelecek zamana ( sekiz yüz iki bin yedi yüz bir yılına ) yaptığı yolcuktan bahsediyor .
Kitap çok uzak bir gelecekte , insan eti yiyebilecek kadar yoldan çıkmış ve iki aşırı uca bölünmüş bir insanlığın üzerinden günümüze kapitalist sistemin eleştirisini yapıyor . İşte tam da burda , bu iki ırkın tam ortasında "zaman makinesini" kaybetmiş ve "zaman makinesini" bulana kadar geçen zamanda ki keşiflerin sade , akıcı bir anlatım ile sunulduğu bir eser .
H.G. WELLS ile birlikte Zaman Makinesin'de 802701 yılında ilkel bir canlı türü ile karşılaşıyoruz .
802701 yılında sizce Dünya nasıl bir yer ?
Zamanda yolculuğu gerçekleştirme gibi bir imkanımız olsaydı acaba , zamanda ileriye mi gitmek isterdik yoksa geçmişe mi ?
Ağrı Dağı Efsanesi bitirmiş olduğum ilk Yaşar Kemal kitabı oldu .
Okuduğum en iyi kitapalardan biri oldu . İnsan okudukça buram buram Anadolu kokan , buram buram Doğu kültürü kokan bir eser . Yazar öylesine sade akıcı ve de sürükleyici bir anlatımla Anadolu'yu öylesine güzel öylesine ilgi çekici kılmış ki okurken kendini o zengin kültürün içinde buluveriyor insan .
İnançlara olan bağlılığı ve gerçek bir aşk için verilen mücadeleyi anlatan çok sürükleyici ve merak uyandıran bir kitap .
Sonu hüzünle biten bir destan , bir masalımsı aşk . ( Her ne kadar sonu hüzünle bitmiş olsa da ben yüreğimde Ağrıdağı efsanesinin aşkını yaşatacam )
Kitap , bir ülke için bireyler için neredeyse tüm gerekli konulara değinmiştir .
Beyaz Zambaklar Ülkesinde , bataklıkta bitap düşmüş bir ülke olan Finlandiya'nın , tüm olumsuz şartlara rağmen bir Beyaz Zambaklar Ülkesine dönüşümünü konu alıyor .
Çok yalın bir dile sahip olan bu kitabı bir çırpıda okuyabilirsiniz . Dikkatle okuduğunuzda verilen mesajların bizlere çok şey katacağını düşünüyorum .
Finlandiya'nın küllerinden doğusuna şahit olmak istiyorsanız ne duruyorsunuz ! Okuyunuz . Okutunuz .
Dikkat Spoiler içerir !
Romanda uzun betimlemelerin olması biraz yorsa da roman bir noktadan sonra sizi içine alıyor .
Ailesi tarafından sevgiyle kabul görmemiş bir gencin kendisinden yaşça büyük , evli ve iki çocuklu bir kadına aşık olması anlatılıyor .Felix'in imkansız aşkı ve eşinden sevgi görmeyen Madem de Mortsauf'un toplumsal ve dini gerekçelerle bu aşka karşılık verememesi ile birlikte yaşanılan zorlu süreçler anlatılıyor . Eserde Madem de Mortsauf'un ( henritte'nin ) ve Felix'in birbirine duyduğu saf , temiz ve tutkulu aşkın yanı sıra aynı zamanda Arabelle'nin Felix'e duyduğu tutkulu arzu dolu aşkı da görebiliyoruz . Eserde bu iki kadın sık sık karşılaştırılıyor . Biri çok fazla sevmesine rağmen çocuklarına ve eşine bağlılığı yüzünden aşkını gösteremeyen Henritte diğer yandan ise büyük aşkı için eşini ve çocuklarını bırakıp aşkına kaçan Arabelle . Keşke olay örgüsüne daha çok yer verilseymiş .
Betimleme severler için muhteşem bir eser ama ben çok aradığımı bulamadım açıkçası .
Momo kim ?
Momo , herkesin varlığına ihtiyaç duyduğu bir dostu simgeliyor . Yargılamadan , akıl vermeden , yaşına , konumuna aldırmadan tüm dikkatiyle sadece dinleyen biridir . Momo , o kadar iyi dinlerdi ki herkesi , sanki hayatınızda Momo gibi bir dinleyici olsa her şeyi çözebilirmiş gibi geliyor insana .
Ah Momo , benim de yanına oturup o iri
Ahh Malala'mm .
Korkusuz , cesur , güçlü , koca yürekli Malala'mm . . .
Küçük bir kız çocuğu deyip geçmekle yetinmemeli . Çünkü o eğitim hakkını ve tüm kızların eğitim hakkı için mücadele eden güçlü bir kız .
Güçlü kadınları çok seviyorum kendi hakkını savunan, ayakları üzerinde durmayı bilen kadınları .
Taliban'ın insanlara ve ülkeye neler yaptığını , sözde müslüman geçinip dini farklı yorumlayan yobazların insanlara ne çileler çektirdiğini , hiç bir tehdide boyun eğmeyen korkusuz bir Baba ve Kızı'nın dünyayı nasıl güzelleştirebileceklerini anlatan çok güzel bir kitap .
Babanın eğitime olan aşkı , babanın hayata karşı duruşuna hayran kaldım . Onca toplum baskısına ve Taliban'ın ölüm tehditlerine rağmen eğtim anlayışını devam ettirmesi , mücadele etmesi ve kızını bu yolda desteklemesi ve kızına eğitim hakkı için her türlü mücadeleyi vermesini ona destek olmasını takdirle karşıladım .
Siz de benim gibi güçlü kadınların hayat hikâyelerini okumayı seviyorsanız Ben , Malala o kitaplardan biri .
Keyifli okumalar ...
Gazap Üzümleri
Bu kadar mı akıcı bu kadar mı gözünün önünde canlanır bir roman . Okurken içim o kadar çok acıdı ki . Bu kadar acı bu kadar cefa bu kadar eziyet çekilir mi ? Kitabı okurken bir çok kez kendimi kitabın kahramanlarından biri gibi ya da onlarla seyahat eden biriymişim gibi hissettim . Onlarla birkte aç kaldım onlarla birlikte hamur kızartması yedim onlarla birlikte kamyonun arkasında seyahat ettim . O kadar çok yaşayarak okudum ki kitabı . "Gazap Üzümleri" kapitalizmin insanı nasıl insanlıktan çıkardığını çok güzel bir şekilde anlatmış . Bütün kitap bir yolculuk aslında . Tarımda makine kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte çiftçilerin borç batağına nasıl saplandığı , bankaların çiftçilerin topraklarına nasıl el koyduğunu ve topraksız kalan çiftçilerin göçü ve göç ettiklerinde iş , açlık , barınma , ırkçılık gibi sorunlarla mücadelesini anlatıyor . Joad ailesinin yolculuk boyunca ümitleri hiç bitmese de olumsuzluklar ailenin peşini bir o kadar da bırakmıyor . Kitabın finali beni çok ama çok şaşırttı . Hiç tahmin edemeyeceğim bir sonla bitti kitap . Kitabın finaline bir tek ben şaşırmış olmayayım ne olur .
