Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

GÖKHAN KABAK

GÖKHAN KABAK
@_GOKHAN_KBK_
Harabat ehlini hor görme zâkir. . . Defineye malik nice viraneler vardır. . .
Modelist(tasarımcı)
İstanbul
ADIYAMAN, 10 Temmuz
5 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Leylaya sormuşlar ; ? Mecnun mu seni daha çok sevdi yoksa sen mi? -Leyla; ... -Elbbette ki ben daha çok sevdim..!
Reklam
DEHŞET VERİCİ GERÇEK (İBRETLİK BİR OLAY ) Ali Yıldırım Hoca şöyle anlatıyor: “Bir gün öğlen namazını kıldıktan sonra camiye kravatlı bir adam geldi; ‘Kadın cenazemiz var, buradan kaldıracağız, ikindi vakti bir sala verir misiniz?’ dedi. ‘Tabi’ dedim. İkindi vakti oldu, cenazeyi getirdiler. O zamanlar böyle cenaze arabaları yoktu. Ortaköy
İbrahim Ethem Hazretleri, tâcı tahtı terk ediyor, Seneler sonra Kendi YAPTIRDIĞI camide yatsı Namazı kılıyor, Dışarıda kar var, hava çok soğuk, "Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor, Caminin bekçisi geliyor... Bekçi: “Ne yapıyorsun burada” diyor... İ. Ethem: “Müsaade et şurada yatayım, Sabah Namazından sonra

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İMAM'IN BÜYÜK SINAVI... Londra'daki camii'ye yeni bir imam gönderilmiş. Adam şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman da aynı şöföre rastlıyormuş. Bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 kuruş fazla vermiş. İmam yanlışlığı oturup da parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine 20 kuruşu geri versem mi şöföre
176 syf.
·
Puan vermedi
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali
8.8/10 · 316bin okunma
Reklam
En etkilendiğim menkıbe okumanızı şiddetle tavsiye ederim.... Vaktiyle bir derviş berbere gidip: Vur usturayı berber efendi, der. Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak: Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye bağırır. Dövene elsiz, sövene dilsiz’ olan, halktan gelen her şeyin Hak’tan geldiğine inanan derviş, sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, sürekli alay eder derviş ile: 'Kabak aşağı, kabak yukarı.' Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, kontrolden çıkan bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıyı altına alıp sürükler. Kabadayı oracıkta feci şekilde can verir. Berber dervişe bakar, sorar: Biraz ağır olmadı mı derviş efendi? Derviş düşünceli bir şekilde cevap verir: Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın da bir sahibi var. O gücenmiş olmalı! Ne demiş Yunus Emre; Olsun be aldırma Yaradan yardır... Sanmaki zalimin ettiği kârdır... Mazlumun ahı indirir şâhı... HERŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR....
OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM... Bir adam güzel bir kızla evlendi. Onu cok seviyordu. Bir kaç yıl sonra kadında bir deri hastalığı oluştu.Yavaş yavaş güzelliğini kaybetmeye başladı. Bir gün kocası bir iş için seyahate çıktı,dönüş yolunda kaza geçirdi ve görme gücünü kaybetti. Ancak aile hayatı her zamanki gibi devam etti. Kadın günler geçtikçe güzelliğini yavaş yavaş kaybetti. Adam onu sevmeye devam etti ve o da onu çok seviyordu. Bir gün kadın öldü.ölümü kocasına büyük üzüntü getirdi. Kocası tüm ritüellerini tamamladı ve şehri terk etmek istedi. Arkadan bir adam yaklaştı ve dedi ki: " Nasıl yalnız yürüyeceksin? Bugünlerde karın sana yardım ederdi." Adam: " Ben kör değilim." diye cevap verdi. Böyle davrandım çünkü bir hastalık yüzünden cildinin durumunu gördüğümü bilseydi, hastalığından daha çok incinirdi. Onu sadece güzelliği için sevmedim, aynı zaman da şefkatli ve sevgi dolu doğasına aşık oldum. Ben de kör taklidi yaptım. "Sadece onu mutlu etmek istedim." dedi. Ahlaki olarak birini gerçekten sevdiğinizde, sevdiğiniz kişiyi mutlu etmek için sonuna kadar yanında yürürsünüz ve bazen kör davranmak ve mutlu olmak için başkalarının küçük sorunlarını görmezden gelmek bize iyi gelir. Güzellik zamanla solacak ama kalp ve ruh hep aynı olacak. Bir insanı dış görünümü için değil, içindeki güzellikler için sev !
Dostoyevski şöyle sesleniyor bizlere: “Bir fikir ayrılığına rağmen karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir.”
Şu paragraf güzel anlatmış; “Her şeyden çok sıkıldığım bir evreye geldim. Tahammül seviyem yok artık. Kimseye gerektiğinden fazla katlanamıyorum. Kimsenin peşinden koşacak gücüm yok. Belki de koşacak gücüm yok.Olacak her şey kabulüm, olmayana da üzülecek zamanları çoktan geçtim.”
- Hayatta üç yanlışım oldu Olric. + Ne gibi efendim? - Tanıdım, İnandım, Güvendim. Ama bir doğrum oldu. + O nedir efendim? - Sevdim Olric. Fakat sen de bilirsin ki, üç yanlış bir doğruyu götürür...
Reklam
Kalbin derin en hüznünü dindiren âyet-i kerime: وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيًّا Senin Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz. Meryem, 64
GÖKHAN KABAK

GÖKHAN KABAK

, bir kitabı okumaya başladı
Efendimiz'i Sahabe Gibi Sevmek
Efendimiz'i Sahabe Gibi SevmekMuhammed Emin Yıldırım
9.5/10 · 3.556 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin..." (NİSA/86) Esselamun aleykum ve rahmetullahi ve beraketu...
İftiraların Odağındaki Sahabi: Ebu Hureyre
İftiraların Odağındaki Sahabi: Ebu Hureyreİhsan Şenocak · Hüküm Kitap Yayınları · 2018254 okunma
IBRETLIK BIR YAZI KESİNLİKLE SONUNA KADAR OKUMANIZI TAVSİYE EDİYORUM Yıl 1917 Bir İngiliz general Irak'ta yardımcıları ile arazide gezinirken bir çobana rastladı. Çevirmen aracılığıyla çobana: ''Eğer sürüdeki köpeğini öldürürse ona yüz sterlin vereceğini söyledi. Doğaldır ki, çoban için köpek çok değerlidir, sürüyü sevk ve idare eder.
Birisi ne kadar güçlüyse o kadar acı çekmiştir Işte bize bakanlar da yaralı derler evet yaramız büyük ama o kadar da güçlüyüz💪🏻
Reklam
Harabat ehlini hor görme zâkir. . . Defineye malik nice viraneler vardır. . .