Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

libertarian

libertarian
@_Gulsum25_
_Socialist_
Allah sesimi duymuş gibi o yaz Doğan geldi. Hatta o geldiğinde Ayşa da dükkandaydı. Gariplik, yoksulluk kötü yapıyor insanı doktor hanım. Hepimiz kıskanırdık çocuğu. İntikamımız da onu dışlamak, aramıza almamak olurdu. Çocukken daha da gaddar oluyor insan. "Haklısın. Çocukken henüz vicdanımız gelişmediği için duygularımız olduğu gibi çıkar dışarı.Sonra büyüdükçe duygularımıza sansür koymayı öğreniyoruz.
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
libertarian
@_Gulsum25_·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Hasret
HasretCanan Tan
8.5/10 · 7,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reklam
Ali son anlattıklarının etkisiyle gözleri doldu, başı önünde oturuyor karşımda. Bir çocuğun arkadaşlarının önünde aşağılanması, yerden yere vurulması ve üstelik de bu işi yapanın öz babası olması, onda öyle derin bir yara açar ki, hayat o çocuğu bir daha iyi insan, itibarıyla insan yapabilir mi, bilinmez. Artık onun nr erkekliği kalmıştır ne gücü ne gururu... Katil, tecavüzcü haydut ve hırsızların çoğu da işte bunların içinden çıkar. Haklı-haksız kavramı yok olur akıllarda, güçlü-güçsüz alır onun yerini. Bir şey sen istemiyorsan, gücünü kullanıp istediğini yaptıracaksın, yok güçlü değilim diyorsan zayıfsan, bu sefer de hakkını aramayacak, güçlü ne derse teslim olacaksın. Hayatının en önemli kuralı işte budur onlar için.
Sayfa 102Kitabı okudu
Canımızı yakan şey, her zaman olayın kendisinden çok zihnimizden nasıl şekillendiği, bize hangi duyguları yaşattığıdır. Oysa onlar da bizim tarafımızdan yaşanmış ve içlerindeki kötü enerjiden bir an önce kurtulmak isteyen bize ait anılar. Saklamaya gerek duymadığımız anılar, içlerini çoktan boşaltmış, geniş geniş oturuyorlar zihnimizde. Çağırdıkça geliyor, çağırmadıkça yerlerine oturuyorlar. Öyle ki çağırmadıklarımız yerini daha yeni anılara bırakıp zamanla kayboluyor.
Uykunun en derin yerinde sırtında dolaşan bir elle uyandı. Korkmuştu... Babası yatağına gelmiş, elleri ile sırtını sıvazlıyor, sırtını okşuyordu. Bütün vücudu titredi önce. Ne de olsa babasının onu sevmesine ve okşamasına alışkın değildi. Biraz sonra babasının, "Oh benim güzel kızım, meleğim benim." gibi tatlı sözler fısıldadığını duydu. Bu sözler onu çok heyecanlandırsa, şaşırtsa ve çok sevindirse de yine de bu sarılmalar giderek sıkılaşmaya başlamıştı. Okşamaların dozu arttıkça, babasının yüzünü öptükçe, ona daha sıkı sarıldıkça, bunaldığını hissetti. Ne olmuştu bu adama, böyle durup dururken yıllardır göstermediği sevgiyi ve yakında göstermek nerelerden aklına gelmişti? Acaba. Artık babasının elleri vücudunun her yerinde dolaşıyor, kokan nefesi ile onun ağzından öpüyordu. Aniden bir sıkıntı geldi Ayşa'nin içine. Kötü bir şeyler mi oluyordu? Evet, kötü ama ne?
Biz (Siz kimsiniz?) ölümden korkuyoruz arkadaş. Tabuttan, mezar taşından, teneşeriden, musalladan...Bu sebeple cenazeye gelirsek koyu renk giyer ve kara gözlük takarız. Safa giremez, Merasime uzaktan bakarız. Oysa dini hayatın biçim verdiği İstanbul'da ölümle hayat iç içe yaşanmış. Her caminin, mahalle mescidinin, tekke ve türbenin hazinesi var. Ölüm o kadar munis ki civarında piknik yapılıyor. Eski kartpostallara bakın görürsünüz. Ölümle bu kadar barışık yaşayan insanlar için mezarlık kapısına "Her nefis ölümü tadacaktır." yazılı bir tabela asmak abestir.
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Sunanın karmaşık ailesi
Kitap gayet güzel ve anlamlı ki ama anlaması ve bağlantı kurması da öyle. Yani okurken en baştaki bölümleri 3 kez okuyabilirsiniz o derece karmaşık ama en başta sunanın karmaşık hikayesini çok anlamlı bir yerde hikayeye bağlama kısımları inanılmazdı. Sunanın dedesinin babası seferın hikayesinden başlayıp sunananın hayatına getiren yazar aslında en başta olan belli bir şeklide kadınların yaşadığı zorlukları ele almış çünkü kitapta çoğu karakter karaktersizler tarafından aldatıyor en önemlisi de onları kopuk hayatlarına getiren önce kadınların kendisi oluyor ve kendilerini bulunca da onları terk ediyorlar. Sunanın hikayesi de buna benzer Ali ile en baştan beri ilişkilerinde aşk veya sevgi yok ali kendini bulmak suna ise sevincini bulmak için çabalıyor en başta ilişkilerindeki o soğukluk onlar evlenince de devam ediyor suna Ali ile dine her geçen gün daha fazla bağlanıyor hatta suna tesettüre giriyor Ali ise ileri gittikçe günden güne kendini yitiriyor beynindeki sorunlara cevap veremiyor ve sunadan yavaş yavaş çekiliyor bir zamanlar kötü eski olan hayatına devam etmeye içmeye geceleri takılmaya yeniden başlıyor suna ise bu olanlardan sanki haberdarmış gibi ona takmadan yeniden sevincini bulmaya çalışıyor ve burada her şeyi bırakıp iki kere yerleşiyor ve o köyde sevincini yaşadığı doğallık ve güzellikten gerçekten artık sevincini buluyor.
Sevincini Bulmak
Sevincini BulmakMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20181,809 okunma
Reklam
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Sevincini Bulmak
Sevincini BulmakMustafa Kutlu
8.5/10 · 1.809 okunma
Erkeğin hovardasına af çıkar, kadın pencereden baksa kan çıkar. Kimmiş o uzaktan seven, de bana. Aşkını gizleyip çöle giden. Mecnun ile Kerem mi ? Bunlar masal evladım, masal. Delikanlı dediğin saçından sürüyerek götürü manitasını. Ya benimsin ya toprağın. O kadar.!!
Sayfa 138Kitabı okudu
Kapağı açılmamış kitaplar bana hep dokunmuştur. Diri diri mezara konulmuş sanki
Sayfa 102Kitabı okudu
104 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.