Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gussanâk

Gussanâk
@_Mefkud_
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ Ey insan! O Kerîm (çok cömert olan) Rabbine karşı seni aldatan nedir? ~Sure İnfitâr, Ayet 6~
Sabitlenmiş gönderi
Beni Bilen Dört Adam
Zannettim ki, bu ardımdan gelen kalabalık; Şenlik havasında cümbüş alayı, At toynağında göç katarı, Davetli-davetsiz herkes gelmiş: Birgün nasılsın diye sormadıkları, Hatrımı 'iyi bilirdik' demeye gelmiş... Hoş, geldiniz vuslatıma; safa gidiniz, Er kişi niyetine durduğunuz namazımdan: 'iyi bilirdik' demeden riyasızca gidiniz. Bırakın, kalsın naaşım musallada; Beni bilen dört inanmış adam beklerim, Alıp beni götürsünler riyasızca; Kara yerin ak bağrına atsınlar dilerim... Gussanâk
Reklam
Münhal makama kurulmuş üç-beş deyyus Kardeşlerim ölüyor da sus diyor sus!.. Müslim giymiş şeytan mintanı hava pus Gazzeli çocuk olmayın diyor me'yus!.. Dirilirken bir avuç mü'min Refah'ta Cihânda müslümanlar müraî, yasta!.. Gıyabında namaz kılındı şafakta Gazzeli secdede; kıyamlar batakta!.. Battı mı İslam'ın güneşi doğudan Duyuldu zulmün sesi tâ batıdan Sonra masum bir el kalktı kara kıtadan Silinsin dedi siyonizm haritadan!..
İslam dini her yönüyle sağlam, her haliyle güzeldir; ölçülüdür, dengelidir, sistemlidir. O, insanlığı, hedef aldığı yüce gayelere ulaştırmak için ortaya koyduğu efkâr ve nazariyatı (teoriyi) sözde, hayalde bırakmamış; bilakis her gayeye vusulün maddî vasıta ve yollarını göstermiş, mâkul ve tatbiki kolay bir çareye (pratiğe) bağlamıştır. Mesela, müslümanların sevgi ve yardımlaşmasını, zamanı, miktarı, muhatabı belli olan "zekât"a; sadaka'ya; gafletten kurtuluş ve daimî uyanıklığı "zikr"e; günün belli zamanlarındaki otokontrol ve tazelenmeyi "namaz"a; müslümanlararası iş birliği ve irtibatı "cemaat"e ve "cuma"ya; beynelmilel ilişki ve dünya çapındaki birlik beraberliği "hacc"a; hakkın batıla galebesini, hayrın şerri defetmesini, Müslümanlığın korunmasını, mazlumların kurtarılmasını, masumların korunmasını "cihad"a; cemiyet düzeninin temin ve idamesini "emr-i mâruf ve nehy-i münker"e vs. havale buyurmuştur.
Sayfa 96 - Server YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık iyice anlaşılıyor ki İslâm mutlak doğrudur, çağlar üstü güzeldir, zaman boyu yeni ve diridir; insanlığın karşılaştığı her derde, her müşkile, hayatın her dalında en iyi, en isabetli, en adil çözümü o vermiştir, o verecektir.
Sayfa 96 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Ne yatarsın, göçdü gitdi kervân! Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletden. Namık Kemal
Sayfa 94 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bil ki İslam ütopya veya faraziye, hayal veya nazariye değildir; İslâm hayat nizamıdır, aklın delili, kalbin cilası ve ruhun gıdasıdır. İlminle amil ol, öğrendiğin İslâm'ı yaşa, şahsi hayatındaki ikilikleri, tezatları kaldır, kendini ruhen ve bedenen, kalben ve ahlâken düzene sok! Her şeyin İslâm'ca olsun. Görünüşün, düşünüşün, davranışın, yaşayışın, tercihin, sevmen veya kızman, desteklemen veya engellemen, emrin veya nehyin, konuşman veya susman imanî bir hakikate dayansın, ulvi bir gayeye yönelik olsun! Aktif ve enerjik müslüman ol!
Sayfa 94 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Siyonistlerden daha aşağılık bir zümre varsa o da müslüman yöneticilerdir...
Bizim ülkemizde siyasetin dini politikadır...
Her rind bu bezmin nedir encâmı bilir Dünyamızı nâgâh zalâm örtebilir! Bir bitmeyecek zevk verirken beste... Bir tel kopar âhenk ebediyyen kesilir! Yahya Kemal Beyatlı
Sayfa 86 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Asrımızda İslâm'ın iç ve dış düşmanı çok, derdi hadsiz hesapsızdır. Müslümanların problemlerine eğilmemek İslâm'a sığmaz, sırf kendi keyfi için yaşamak, çalışmak insanlığa yakışmaz. Gevşemeyiniz, âhireti, hesabı unutmayınız, hiç olmazsa düşmanların çalışmalarına bakıp gayrete geliniz, bu davanın bir ucundan da siz tutunuz, bu yükün bir miktarını da siz kaldırınız ki muvaffak olup iki cihanda felah bulasınız.
Sayfa 84 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Peygamber Efendimiz salllalahu aleyhi ve sellem: "İman da sizden birinin içinde tıpkı elbisenin eskiyip yıprandığı gibi yıpranır sönükleşir. O halde Allah'tan (cc.) imanı kalbinizde yenilemesini, tazelemesini isteyiniz" buyurmuş. O halde dualarımızda Rabbimizden, bizi yolunda sabit kılmasını, imanımızı tazelemesini ısrarla ve daima istemeliyiz. Diğer bir hadîs-i şerîfte de Peygamber Efendimiz: "İmanınızı yenileyiniz." buyurdu. Denildi ki: "Ya Resûlallah, imanımızı nasıl yenileyebiliriz?" Buyurdu ki: "La ilahe illallâh sözünü çok söyleyiniz." Demek oluyor ki mânevî fetretin, gevşekliğin en müessir ilacı kelime-i tevhîd zikri imiş. Zikirden gafil olmamalı, mânevî vazifelerimizi, derslerimizi ihmal etmemeliyiz.
Sayfa 83 - Server YayınlarıKitabı okuyor
"İbadetin makbulü az da olsa devamlı yapılanıdır." gerçeğini daima hatırda tutmalıyız; günden güne terakkî esas iken bilakis gerilememeli, sahip olduğumuz hal, mevki ve makamı kaybetmemeliyiz. Hayatın ömür boyunca süren sürekli bir mücadele ve çalışma olduğunu, duranın düşeceğini, hareketin hareket getirdiğini kendi kendimize tekrar tekrar hatırlatmalıyız.
Sayfa 83 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Dünya hayatının fâni zevkleri ve bitmez tükenmez meşgaleleri müslümanı aldatmamalı. Şairin; "Rahat ister nefs, mihnetdir ibadet ser te ser Terk-i rahât rağbet-i mihnet kılan mümtaz olur," dediği gibi insan tabiatı rahatlığa meyyaldir; ibadetler ise hep meşakkatli, zahmetli bir yapıya sahiptir ama imanı için çalışan, çile çeken, meşakkatlere göğüs geren, zorlukların üstüne yürüyen kimseler dünyada ve ahirette makbul olurlar.
Sayfa 82 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Bursa'daydık. Bir akraba ziyareti için ara sokaklardan geçiyorduk, koşup oynarken eliyle mütemadiyen istavroz çıkaran 8-9 yaşlarında bir erkek çocuk gördüm. Yaptığı hareketin mânasını sordum, ne olduğunu bilmiyordu. "Amca, hani filmlerde var ya!" dedi. Anlaşılıyordu ki müslüman çocuğu idi ama gördüğü bir filmden etkilenmiş, beğendiği artistin hareketini ve jestini taklit yoluyla yapıyordu. Bu, şüphesiz ki tek ve münferit bir vak'a değildi. Sezdirmeden, en gizli metotları kullanarak yapılan Hıristiyanlık propagandaları beni endişelendirdi. O halde yaşadığınız muhiti, mensup olduğunuz cemiyeti dikkatle inceleyiniz, etrafınızda cereyan eden hadiseleri iyi değerlendiriniz sevgili okuyucular! Asil gençliğimiz bozulmaya, milletimiz güçlü mânevi kaynaklarından mahrum edilmeye çalışılıyor. Sizler mesuliyet fikrine sahip olur, cemi- yetinize karşı vazifelerinizi idrak eder, şevkle ve onurla çalışırsanız Allah'ın izniyle başarıya ulaşırsınız; çünkü halkımızın mayası müsaittir, aslı bozulmamıştır. Eğer lakayt ve tembel durursanız; sinsi düşmanlar, güçlü gizli teşkilatları ve geniş propaganda imkânlarıyla mâneviyatımızı tahrip eder, ülkemizi ele geçirir; milletimizi köle haline getirirler. Dünyamız da âhiretimiz de mahvolur.
Sayfa 81 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Asırlardır süren saldırılar, haçlı seferleri, misyoner faaliyetleri, gizli telkin ve propagandalar, kültür emperyalizmi faaliyetleri milletimizin kalbinden bu imanı tamamen sökememiştir. Bunun yakın bir misalini geçen ay gazetelere intikal eden çok enteresan bir hadisede gördük: Beynelmilel şöhrete sahip ve yüksek sosyeteye ait bir cemiyetin toplantısı yapılıyor; bazı meşhurlar, büyük iş adamları, sanayiciler, eşleriyle gelmişler. Cemiyetin Fransız uyruklu takdimcisi takdir göreceğini sanarak söze şöyle başlamak istiyor: "Atatürk'e çok şükür ki havalar üç gündür güzel, günlük güneşlik gdiyor..." Atatürkle hava güzelliğinin, şükrün ne ilgisi var? Toplantıda derhal soğuk bir hava esmeye başlıyor. Bu acayip mantık ve üsluba itirazlar yükselivor, konuşmacının dinleyenlerden özür dilemesi isteniyor, unutturulmak ve geçiştirilmek istendiği halde ısrarla özür dilemesinde diretiliyor... Sonunda şükrün sadece Allah'a yapılacağını bilmeyen veyahut da Türkler'in Atatürk'e taptığını sanan o garip yabancı bayan, topluluktan özür dilemek zorunda kalıyor.
Sayfa 81 - Server YayınlarıKitabı okuyor
21,1bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.