Haklı olmak ya da fedakârlığınızla iyi olan olmak ilişkimizi kurtarmaz. Bunun yerine kendi kişiliğinize daha çok yatırım yapın ve kendinizi güçlendirerek ilişkideki dengeyi sağlayın.

-Peki ne yapmalı o zaman? Kendini bırakıp zavallı bir insan olup kalmalı mı?
-Hiç de değil. Kendine cesaret verip yolunda sebatla yürümeli….. başımızı eğip zorluklar içinde yaşamaya, onları yenmeye çalışacağız; o zaman mutluluk bize tekrar gülecektir
-Dumanlar, hayaller yüzünden derde düşmek! Her şey aydınlık içindeyken birden bire karanlıklara gömülmek! İnsan bu belaya karşı kendisini koruyamaz mı?
-Tabii koruyabilir: insanda yaşama gücü olması gerek. Bu güç olmazsa hayat zaten berbattır. Bu şüpheler, üzüntüler olmadan da insan sıkılır 
Sadece kendi işini yapmanı istiyorum. Ancak dürüst olmayan insanlar kendilerinden istenen şeyi yapmamak için istenmeyen ve yapılmayacak fedakarlıklardan söz ederler.
Aşk bir ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki. Daha şimdiden ne haldeyim. Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşim doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum.: ‘ onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek…’
En çok korktuğu şey hayaldi. Bu ikiyüzlü yol arkadaşı, bir bakıma dost, bir bakıma düşman; inanmadığın zaman dost, tatlı akışına kapılıp gittiğin zaman düşman.
Evim şöyle dedi bana:
“Beni terk etme, senin geçmişin buradadır çünkü.”
Yol dedi ki:
“Gel, beni izle, çünkü geleceğin benim.”
Şöyle dedim evime ve yoluma:
“Ne geçmişim ne geleceğim var benim. Burada kalırsam, kalışım da gidiş olacak; gidersem gidişim de kalış olacak. Sadece aşk ve ölüm değiştirebilir her şeyi.”