Siyahın koynundaki mavi...
...onu her düşündüğümde, gözlerindeki parıltıyı, hep keskin bir gök mavisi olarak hatırladım.
...öyle ki, belki de gözleri o kadar siyah olmasaydı özellikle mavi gözlerine âşık olmayacaktım.
Biraz kül, biraz duman...
..onunla arkadaş olmanın hoşluğunu ve imkânsızlığını öyle yoğun biçimde hissettim ki, içim aynı anda hem arzuyla, hem de umutsuzlukla doldu.
Okur Takip Önerileri
Ben de maalesef..
..ve içimde, çok derinlerde bir şeyin, zincirlerinden kurtulurcasına yerinden oynadığını, yukarı çıkmak istediğini seziyorum; ne olduğunu bilmiyorum.
Bir kere değdimi yüreğe...
.. bu arzuyu gerçekleştirme yolunda, geri dönemeyecek kadar ilerlemiştim artık.
"Herkesin kendine azap çektiren bir şeytanı vardır."
"Göğsüme bir ok saplanmıştı sanki," diye fısıldadı. "O kadar ani, o kadar can yakıcı, o kadar beklenmedik."
Cesaretin Var mı?
Onlarda hâlâ bir tel, acının teli titreşiyor; ona dokunacak kadar cesaretiniz olsun.
Issız tutkular, sessiz kabuslar...
Rüya bizzat insanın özünün, hayatın en kendine özgü, en gizli sürecinin ifşasıdır.
Düş müsün gerçek misin?...
...yıldızları sorguluyorum, ama onlar susuyorlar; günü ve geceyi sorguya çekiyorum, ama onlar bana cevap vermiyorlar. Kendimi sorguladığım zaman, kendi kendimin derinliklerinden ... açıklanamayan düşler geliyor.
Deli, hem tamamen özgürdür, hem de özgürlükten tamamen dışlanmıştır.