Dehrin ne safâ var acaba sîm ü zerinde.
İnsan bırakır hepsini hîn-i seferinde.
(Dünyanın altınında ve gümüşünde ne mutluluk olabilir ki? İnsanlar o kaçınılmaz son yolculuğa çıkarken zaten bunların hepsini geride bırakır.)
Âsûde olam dersen eğer gelme cihâna. Meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazâdan -
(Eğer mutlu ve rahat olmak istersen bu dünyaya hiç gelme; çünkü şu hayat meydanına bir defa düşen kaza taşlarından -ızdırap verici dertlerden- kurtulamaz.)
Bağlanmayacaksın
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Bir yağmur bilirim,
bir de kaldırım,
Biri damla damla
alnıma düşer,
Diğerinde durur
göğe bakarım.
Ne şehir, ne
deryâ-yı deniz
kokan gemiler,
Bir yağmur bilirim,
bir de kaldırım..
Fakr-u hâlin etme
izhâr hâlıkın
bilmez mi hiç ..
Âleme ihsân eden
Allâh sana
vermez mi hiç ..
Rabbine ağlar isen göz yaşını
silmez mi hiç ..
Tâ ciğerden
âh edersen
matlubun vermez mi hiç..