"O kadar ağır işler yükleyeceğiz ki onlara, düşünecek bir anlık bile zamanları olmayacak. Bu karıncalara hiçbir zaman başlarını bile kaşıyacak bir süre tanımayacağız. Hep iş, hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem, beyinlerini işlemez yapacak. İnsanfiller, insankarıncalara hep bunu yaparlar."
"Hiçbir kırmızı sakalın birbirini sevmesine fırsat vermeyeceksiniz. Bunlar birbirlerini sevmeye başladılar mı, sevginin olduğu yerde bireycilik barınamaz, korku, aşağılama barınamaz, zinhaaar, sevgiye izin vermeyeceksiniz. Bunlar birbirlerini sevmeyi öğrenirlerse bizi de, filleri de erinde gecinde yenmenin bir yolunu bulurlar."
"Önce karıncaları on beş, yirmi, kırk, bin parçaya bölmeli, sonra da bu her bölüğü ötekine can düşmanı etmeliydi. Bölünmüş karıncalar, hiçbir zaman bir güç olamazlar, sonuna kadar da tutsak kalırlardı."
"Fillerin çağıydı bu çağ. Yeryüzünü baskıları altına alacaklar, tekmil yeryüzünü, karınca, kuş, ağaç, börtü böcek, çiçek, insan sömüreceklerdi. Bunun için de önce beyinleri, duyguları, toprağı, suyu, bedenleri yozlaştıracaklardı."
"Karınca ülkelerinde bizden yana olanlarla bir örgüt kurmak, günü gününe karıncalardan haber almak, karıncaların soluklarını bile dinlemek en can alıcı bir iştir. Her işin başı budur. Bu içten örgütleme, çürütme işini ele alırsak, insanlar buna beyin yıkama diyorlar, karıncaların beyinlerini yıkayabilirsek, onlara karıncalıklarını unutturabilirsek, her şeyi kazandık demektir. Bu düzen kıyamete kadar sürer..."
"...Bir de çalışmayanları, fillere düşman olanları, başkaldıranları saptayacaksınız. Başkaldıran karıncayı önce satın alacağız, satın alamazsak derhal öldüreceğiz işkencelerle..."
"Muradım şu ki karıncalar içinde bana bağlı bir karıncalar soyu bulacaksın, o karıncalar bana öylesine bağlı olacaklar ki benim öl dediğim yerde ölecekler, kal dediğim yerde kalacaklar. Bir de öylesine öteki karıncalara düşman olacaklar ki, gözlerinin önünde tekmil karıncalar ulusunu ezsem, oh diyecekler. Bir de bize bağlı çok karınca bulacağız, her tür karıncadan."
youtube.com/watch?v=K2GzBnS...
Kendi benliğini, bugününü ve geleceğini diktatörlüğe teslim eden bir toplumun zihinsel-kültürel-siyasal sendromlarını, diktatörlerin sendromlarıyla birlikte işleyen, farklı ülke örnekleriyle de çerçevesini genişleten muhteşem bir eser. Farklı bir başlık açılmasa da merak etmeyin her sayfasında kendinizi buluyorsunuz. Mutlaka okuyun ve okutun.
Zülfü Livaneli'nin kalemini çok beğeniyorum. Novella tadında bir eser. Her kitabında toplumsal olayları sorgulayan, sorgulatan ama bunu olay örgüsü ve akışıyla çok başarılı bir şekilde yapan yazar, bu kitabında da bir çok farklı toplumsal ve psikolojik perspektiflerde sorgulama yaptırmaktadır. Bu konulardan birisi de taht ve imparatorluğun bekası gerekçe gösterilerek yapılan kardeş veya evlat katlini sorgulatması... Keyifli okumalar..