Bireyin geçmişini kavraması kişiliğinin oturmasında yardımcı olur. Varlığı ve amacı hakkındaki soruları cevaplaması daha da kolaylaşır. Ama ne yazıktır ki ülkemizde insanlar özellikle genç bireyler geçmişe ait olaylar hakkında yetkin kişilerin kitaplarını, makalelerini okumak, konuşmalarını dinlemek yerine kulaktan dolma, dogmatik düşüncelere inanmaktadır. Tarih kitaplarının okunmamasının en büyük nedeni ondan korkulmasıdır. "Kitap ağır bir dille yazılmışsa ve ben anlayamazsam. Çok karışık anlatılmış olabilir. İlber Hoca'nın konuştuklarını anlamazken yazdığı kitabı anlamam." tarzında düşünceler bireyin özgüvenini yitirmesini sağlamakla beraber cehalet çukurunda iyice dibe gömülmesini sağlar. Fakat özellikle bu kitap kolayca anlaşılabilen, kafa karıştırıcı olmayan, sade ama açıklayıcı bir eserdir. Her bireyin en azından genel bir bilgi birikimi olması için okuması gerekir. Bana kalırsa ortaokuldaki öğrencilere özellikle okutulmalıdır çünkü genç yaşta hem tarih bilgisi ve merakı gelişir hem de kitaplara olan önyargısı kırılır. Kitap hakkında en sevdiğim şey ise ilk Türk devletlerinden anlatılmaya başlanmış olmasıdır. Bu da Türk hükümdarları olarak sadece Fatih, Selim ve Kanuni'yi bilen ve diğer hakanları yok sayan, bilmezden gelen kişilerin gerçeği görmesini ve halkın büyük bir kısmının bu iz bilmez kişilere inanmasını engellemesini sağlayacağına inanmaktayım. Umarım siz de okuyunca benimle aynı görüşte olursunuz.