Bir meselemiz var ! Vakit geçiyor, gece yarısı yaklaşıyor ve henüz dâvanın ortasına bile gelmemiş bulunuyoruz!
Ne yapalım; çabuk mu geçelim? Ne kadar sürebilir tahamülünüz?..
Efendim, biz, sabaha değil, hatta yememek, uyumamak şartiyle, son meselemizin son emrini ayakta dinlemeye davet edebiliriz herkesi.. Aslında günümüzün ve gayemizin nezaketi böyle bir zaruret belirtir. Fakat biz, hem iç hem dış şartlarımızla, bizden ibaret değiliz henüz!.. Bir takım ince hesaplar sahibi olmak zorundayız.