kitabın bir çırpıda bitirilebilecek kısalıkta, okunmaya değer olduğunu belirtmek isterim, ana fikir olarak japon kültürü üzerinden batının modern distopyasında can çekişen doğuyu ve kaybettiklerini ele alıyor. tanizaki ev biçimlerinden tutun da herhangi bir eşyanın türevini örneğin bir çorba kasesini silikleşmelerden ve gölgelerden övgüyle bahsederek gözler önüne sermeye çalışmış kanaatimce başarılı da olmuş, sanırım en beğendiğim kısım çince şutaku, japonca nare kelimeleriyle ifade edilen, insan elinin uzun yıllar değdiği objeyi o objenin içine doğal olarak nükseden yağ ile birlikte cilalaması yani ‘kir’ açıklamasına değindiği kısımdı.
ve devamında bizden eşyaya kalan ışıltı: ‘parmak izimiz’ diye bahsediyor.
aynı zamanda doğunun sahip çıktığı bu ize dayanarak zarafet kirlidir’ hatta zarafet soğuktur’ diyor tanizaki. kitap buradan yola çıkarak batının sığ parıltılı pürüzsüzlüğüne karşı kutsalın, içinde meydan okuyuş barındıran gizli tezahürüne bir atıf mahiyetinde. okuyun derim.