Şehrime gel sevgili.
Yarın çık gel.
Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel.
Gel ki, bu şehir adımlarınla anlamlansın,
Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki, nefes alayım.
Gel.
Kul günahsız olmaz. Hakiki pişmanlıklar affa layıktır.
Gafuru'r-rahiml bile kullarına bir tövbe kapısı açmıştır. Af bir caniyi günahından arındırmak demektir ki, affeden de, edilen de ruhunda sevinç duyar.
ihanet ettiğimiz kimseleri her zaman büsbütün sevmez değiliz. Fakat aleyhlerinde yaptığımız vefasızlıklardan da nefsimizi kurtaramayız ... Onları belki biraz üzülerek, acıyarak aldatırız. Fakat aldatırız ...
Bir tarife göre deha, bitmez tükenmez bir usanmazlıkla çalışmaya deniyor. Eğer sadece usanmazlık ve çalışmak bu vasfı elde etmeye yeterli ise çiftsüren öküzler en büyük dahilerimizdir.
Bir tarlada tatlı ve kabak karpuzlar yetiştiği gibi her kafa sanata elverişli değildir. Ve deha, karpuz gibi alnın ortasına birkaç fiske vurmakla anlaşılmaz. Zihin ilk olarak yetenek, ikinci olarak eğitim ve öğretim, üçüncü olarak da heyecan ister. İşte böyle hazırlanmış bir kafa, he yecan anında birden parlar.
Hayatta bir hazır vardır, bir de gaip vardır. Hazır görerek, hissederek, zevk veya ıstırap duyarak yaşadığımız andır. Gaip ise hayal şeklinde yaşadığımız var olmayan bir ikinci hayattır.
Bu ikinci hayali yaşayışın da zevkleri, elemleri vardır. Bazen insana pek garip şeyler hissettirir.