Elbette bir romanda insanların yüreği yaralanır, ölürler, bu da son olur; bir öyküde bu çok doğaldır ama gerçek yaşamda, yaşamı parlatan şeyler yittiğinde ölmeyiz.
Bizim burada sürekliliği olan bir kentimiz yok, bir kent arıyoruz, orada Tanrı, bizim Tanrı’mız olarak anılmaktan utanç duymayacak çünkü o kenti bize O hazırlamış olacak.