“…ne kadar tuhaftı, vedalaşmak için az süreye ihtiyaç duyuyordu insan, yanında götüremeyeceğini bildiği zaman, her şey ne kadar da değersiz görünüyordu.”
“…artık yaşama dair bir şey hissetmek istemiyordu, birçok anısıyla bağdaştırdığı iyi ve neşeli olan hiçbir şeyi hissetmek istemiyordu artık, çünkü yarın tüm bunlara son verecekti.”
“Korku cezadan çok daha fazla ürkütücüdür, çünkü ceza kestirilebilir bir şeydir, ancak korku belirsizdir ve o gerginlik sonsuz bir dehşet duygusu yaratır.”
“Yeryüzündeki tüm yaşamı ölü ve içi boşalmış gibi hissediyordu, sadece donup kalan kendi bedeninin derinliklerinde kalbinin gürültülü ve çılgınca attığını hissediyordu, her atışta müthiş bir acı hissediyordu.”
“Sürekli kendi kendisiyle baş başa kalmak, intihar duygularının yükseldiği korku dolu yalnızlık iyi gelmiyordu ona, etrafında insanlara ihtiyacı vardı.”
Kültür, bir ulusun, bir toplumun tarih boyunca biriktiregeldiği değerler bütünüdür. Dil, tarih, edebiyat, hukuk, din, ekonomi, ziraat, aile yapısı vb. birçok alan hep kültür kapsamı içinde yer alır. Toplumların gelişmişlik dereceleri de kültür alanında ki gelişmişlik dereceleri ile orantılıdır. Ayrıca, bir toplumun, bir ulusun geleceğe uzanan sağlıklı yol alışında da kültürün önemli bir yeri vardır. Sağlıklı bir toplum, zamanın getirdiği yenilikleri kendi öz değerleri ile kaynaştırarak yol alan toplumdur.