bigbooktheory
bigbooktheory
@_bigbooktheory
ig: bigbooktheory
87 reader point
Joined on July 2021
Ateşin Vaadi, 3 kitaptan oluşan Kralseçen Günlükleri serisinin ilk kitabı. Almadan önce arka kapak yazısı bayağı ilgimi çekmişti ve fantastik bir seri okumayalı bayağı olduğu için Ateşin Vaadi’ne başladım.
Ana karakter Cat, geçmişinden kaçan ve kendisini sirkte gizleyen bir Kralseçen. Kitabın kendi evreni var. Ve bu evrende Hoi Polloi denen insanlar ve Magoi denen büyücüler var. Diyar üç ülke tarafından yönetiliyor ve bunlar genelde büyücü. Ancak Sinta ülkesini bir insan ailesi ele geçiriyor ve hükmetmeye başlıyorlar. Beta Sinta olan Griffin ise Cat’i sirkte buluyor ve onu kendilerine yardım etmesi için tabiri caizse “kaçırıyor.”
Cat ve Griffin’in ilk tanışma anlarından itibaren direkt enemies to lovers beklentisi oluşuyor zaten. Cat’in güçlü bir kadın karakter olması bayağı iyiydi.
Kitabı zevkle okudum. Anca enn çok takıldığım kısmı belirtirsem eğer o da kitap için “mitolojik fantastik denildiği için bu beklentiye girmiştim. Ama mitoloji o kadaarrr arka planda kalmış ki. Keşke yazar hiç buna girmeseysi ve kitabın kendi evreniyle yazsayise sadece Poseidon, Zeus isimlerinin birkaç kez geçmesiyle var. Mitolojik bifantastik denildiği için bu beni fazlasıyla hayal kırıklığına uğrattı çünkü olmasa da olurdu bence.
Benim fantastik bir kitapta aradığım şey sürekli bir olay bir aksiyon olması. Ateşin Vaadi de bu beklentimi karşıladı diyebilirim. Sonlara doğru biraz tekdüzeleşse de fena değildi. Benim için ortalama bir fantastikti Ateşin Vaadi. Çerezlik bir fantastik okumak istiyorsanız tavsiye ederim, yetişkin okurlar için olduğunu da belirterek tabii ki.
Son zamanlarda okuduğum en iyi serilerden biriydi. Geçtiğimiz günlerde Fable bittikten sonra serinin ikinci kitabı olan Efsane’ye başlamıştım ve onu da çok severek okudum.
Pek fazla denizde geçen ve içinde korsanlar, ticaret gemileri vs geçen kitaplar okumadığım için seriye başlarken tereddütlerim vardı fakat hepsi oldukça yersizmiş.
Serinin ikinci kitabı olduğu için konusundan bahsetmeyeceğim, ilk kitabın yorumunda fazlasıyla bahsetmiştim zaten. Şunu söylemeden geçemeyeceğim ki hayatımda okuduğum en akıcı serilerden biriydi. Fable bu yönden Efsane’den daha iyiydi ama dediğim gibi ikisi de oldukça iyi.
Kitaptaki karakterlerin birbirlerine olan bağı ve cesaretlerini okumak oldukça etkileyiciydi. Bir de bu kitapta Fable ve West’in duygusal taraflarına daha fazla değiniyordu, o kısımları oldukça keyif alarak okudum.
Kitabın son 50 sayfasında olaylar çok hızlı gelişti, bu sayfalara gelene kadar kitabın bitmesine az kalmıştı ve nasıl bir sonuca bağlanacağını kestiremiyordum fakat dediğim gibi oldukça hızlı ilerledi. Belki bu sahneler daha detaylı anlatılsaydı daha keyifli olabilirdi, kitabı bitirdiğimde eleştirebileceğim yön varsa o da bu olur.
Eğer akıcı, bir çırpıda bitebilecek, duygusallıktan ziyade hareketliliğin ön planda olduğu bir seri arıyorsanız şiddetle tavsiye ederim.
Selamlar!
Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası’nı okuyalı 1 ay kadar oluyor fakat mevcut durumlardan ötürü yorumunu şimdi paylaşabiliyorum.
Arkadaşlar… Bu kitap, tek kelimeyle “muhteşem”!
Uzun zamandır bir kitabı bu kadar severek okumamıştım gerçekten.
Çok ama çok iyiydi. Daha fazla övmeden biraz konusundan bahsedeyim.
Evelyn Hugo, 60’lı yılların dünyaca ünlü film yıldızı. 7 kez evlenip boşanmış, güzelliği ve filmleriyle dikkat çeken ve herkesin ilgi odağında olan birisi. Bunca evliliği yapmış biri olarak özel hayatı da herkesin merak konusu.
Kitap günümüzde başlıyor. Bir magazin dergisinde çalışan Moniqe’in ağzından okuyoruz ilk bölümü. Evelyn Hugo yıllar boyunca sessiz kaldıktan sonra, özel hayatınu tüm gerçekliğiyle anlatmak için Monique’i çağırıyor ve hayatını tüm çıplaklığıyla anlatmaya başlıyor.
Kitabı okurken en sevdiğim kısım okuyor gibi değil de film izliyor gibi hissetmiş olmam. Gerçekten o kadar iyi yazılmış ki. Evelyn’in hayatını bölüm bölüm anlatması, arada Monique’in özel hayatını okumamız… Her şeyiyle o kadar güzel bir bütün ki.
Kurgusu çok iyi, yazım tarzı çok iyi, karakterler çok iyi.
Okurken asla elimden bırakamadım.
Evelyn Hugo gerçek bir kişi olsa hayatı bundan daha iyi yazılamazdı gerçekten.
Kitabı baştan sona merak ederek okuyorsunuz. Ayrıca sonlara doğru da duygusallaşıyor.
Ben kitabı çok beğendim. Okumayan herkese tavsiye ederim, asla pişman olmayacaksınız.
Herkese iyi akşamlar!
Reader Follow Recommendations
Daha önce pek fazla denizde geçen, denizcilikle alakalı kitaplar okumamıştım ve Fable bu konuda mükemmel bir başlangıç oldu.
Fable, son 4 senesini tek başına bir adada hayatta kalmaya çalışarak geçiren biri. Bu ada da ıssız ada vesaire değil. Tehlikeli insanların olduğu, denizcilerin ve ticaret yapan esnafların bulunduğu, kimsenin birbirine acımadığı bir yer. Fable’ın ise tek bir isteği var: Kendisini buraya bırakan adamla yüzleşmek. Tabii bunun için para biriktirip kendini bu adadan kurtarması lazım.
Kitap oldukça akıcı ve heyecanlıydı. İlk sayfasından itibaren elimden bırakamadım desem yeridir. Ana karakterin özgüveni, cesareti ve kararlılığı oldukça etkileyiciydi. Özellikle geçmişini ve anılarını anımsadığı kısımları okumak ayrı hoşuma gitti.
Kitabın hiçbir bölümünde heyecan eksik olmuyor ve bazı olaylar öyle sonlanıyor ki bir an önce diğer bölüme geçmek istedim. En sevdiğim yanı ise aşk ile harmanlanıp orijinal konunun bozulmamış olmasıydı çünkü genelde bu tür kitaplarda araya aşk giriyor ve esas konudan, heyecandan, olaylardan kopuluyor. Ama Fable asla böyle değildi, mükemmel bir kombinasyondu.
Kitabın sonu… Bazı tahminlerim vardı ama bana kalırsa oldukça heyecanlı bitti ve devamında neler olacağını acayip merak ediyorum. Bu yüzden elimdeki kitap biter bitmez direkt ikinci kitaba başlayacağım.
Eğer henüz okumadıysanız ve akıcı bir kitap okumak istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim.
Selamlarr!
Aşırı güzel bir kitabın yorumuyla geldim. Matt Haig’den okuduğum 3.kitap olan İnsanlar.
Daha önceden Gece Yarısı Kütüphanesi ve Zamanı Durdurmanın Yolları’nı okuyup çok sevmiştim. İnsanlar’dan da beklentim yüksekti ve hayal kırıklığına da uğratmadı tabii ki.
Dahi bir matematik profesörünün insanlığı bambaşka boyutlara atlatacak bir matematik problemini çözmesi sonucu başka evrenlerdeki varlıklar bundan rahatsız oluyor ve profesörü kaçırıp onun yerine içlerinden birini gönderiyorlar.
Başka bir evrenden gelen bu varlığın bir insan olarak hayata adapte olmaya çalışmasını okuyoruz daha çok.
Kitap aşırı güzeldi, çok sevdim. Matt Haig ile ilgili en sevdiğim şeylerden biri, günlük hayatta yaşadığımız ama dikkat bile etmediğimiz şeyleri oldukça başarılı bir şekilde anlatması. İnsan olmanın doğası, mutluluk, acı, sevgi, bağlılık, kayıp gibi hisler çok güzel anlatılmış.
Okurken kendinizle/çevrenizle ilgili çok güzel şeyler keşfedeceğiniz bir kitap. Sade anlatımı, uzun olmayan bölümler ile kitap çok iyiydi gerçekten. Benim en sevdiğim kitaplar arasına girdi bile. Kitap önerisi isteyen herkese ilk başlarda önereceğim bir kitap oldu, okuduğum için fazlasıyla mutluyum. Umarım sizler de okursanız benim kadar seversiniz.
