Sayaka Murata - Kasiyer
Hayatıma yeni bir karakter ekledim, Furukura. Üniversitenin ilk yıllarında yarı zamanlı olarak markette çalışmaya başlar, okulu bırakır ve yaşı 36 olana kadar yarı zamanlı olarak çalışmaya devam eder.
İnsanlardan uzak, iş odaklı bir hayat. Bu da diğer insanlar tarafından onun hayatına müdehale etme şansı veriyor gibiydi. Diğer insanlar tarafından “normal” olarak görülmüyor. Peki “normal” neydi? Kime göre normal olmalıydı?
Albert Camus’un Yabancı kitabı aklıma geldi.
Japon Edebiyatından okuduğum ilk eser, güzel çeviri, sade bir dil. Keyif vericiydi.
Sevgilim
SEVİL ‘e teşekkürler bu güzel tavsiyesi için.
“… birbirimize özelliklerimizi bulaştırarak insan olmayı sürdürüyoruz sanırım.”
“Bir şey tuhafsa, insanlar çamurlu ayaklarıyla girip o tuhaflığın nedenini çözme hakkını kendinde buluyor. Bu beni fazlasıyla rahatsız ediyor; sinir bozucu, küstahlıktan başka bir şey değil.”
KasiyerSayaka Murata · Turkuvaz Kitap Yayınları · 20192,381 okunma
Ray Bradbury - Fahrenheit 451
Nedir bu Fahrenheit 451 sorusuna yanıtla başlayalım; kitap kağıtlarının tutuştuğu ısı derecesi. Konusu faşit yönetimin aydın kesimi hedef alması olayıdır. Nazi Almanya’sı, keza 1980 darbesiyle ülkemizde de kitaplar yakılmadı mı? Baskıcı tutumun yanında kişinin yaşadığı çıkmazı de es geçmemek lazım.
Kitabın konusunun geçtiği tarih çok ileri yıllar, itfaiyeciler yangın söndürmüyor, yakıyor! Hem de kitapları! Peki neden yaktığını sorgularsa ne olur veya bir kitap okuduğunda “hata yapıyorum” der mi? Bilim kurgu tarafından baktığımızda farklı isimlerde kullanılan mekanik araçlar olayı başka boyuta taşıyor.
Kitap zor ilerledi, bazen tıkandığım noktalar oldu. Konu çok iyi ama anlatım konusunda daha güzel olabilirdi. Yine de okuyup mantığını anlamak lazım.
“Kendine gel! Bu kitaplardaki insanlar asla yaşamadı.”
“İyi yazarlar hayata sık sık dokunur. Vasatlarsa elini hayatın üstünden çabucak geçirir. Kötüler hayata tecavüz eder ve onu sineklere bırakır.”
Anooshirvan Miandji - Aromatik Adam
Tren yolculuğu sırasında ortaya çıkan bir adam etrafındaki insanların sorunlarını çözmeye başlar. Para ihtiyacı olanın cebinde para var eder, gözü az gören birisinin gözünü iyi eder, bileği ağrıyan birisinin bileğini iyileştirir.
Şapkalı, sakallı gizemli bir adam.
Bu olay yerel gazetede çıksa da insanlar itimat etmez fakat ulusal basına sızan bu konuyu araştırmak isteyen bir gazeteci, büyük bir olaya imza atar. Yurt çapında ünlenen şapkalı adam, TV programlarında adı söz edilen ve ülke gündemine oturan kişi olur.
TV programlarında insanlar bilime değil de bu tarz olaylara inanmaya ve bel bağlamaya başlar. Umut tacirleri cahil toplumu ele geçirmek için her türlü çıkar sağlayıcı işlere el atar.
Bir şikayet güvenlik güçlerini harakete geçirir.
Savcı olaya el atar.
Peki bu şapkalı adamın gizemi çözülecek mi?
Sevgilim
SEVİL ’den harika bir öneriydi. Okurken şu an yaşadığımız zaman dilimini ve ülkemin halini gördüm. Sorgulamayan halk, bilimi arka plana bırakan insanlar, yalaka medya, çıkarcı insanlar….
Tavsiye mi? Kesinlikle evet!
“Sıfır eleştiri, tam inanç ve tam yanılgı!”
“İfade özgürlüğü, saçmalama özgürlüğü değildir.”
“Bilinç düzeyi düşük olan toplumlarda aldatma çok olur.”
“… bizde de ahlaki sınırları olan gazeteciler var ama bir grup var ki bunlar güçten ve çıkardan yanalar. Güç kimde ise onun peşinde koşarlar, omurga yoktur, öyle de böyle de yazarlar.”
Aromatik AdamAnooshirvan Miandji · Bilgi Yayınevi · 2020341 okunma