“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var, “ dedi . Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceği başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana.
Alışılmış bir Ahmet Ümit polisiye romanı gibi görünsede romanda mistik olaylarla Mevlana- Şems dostluğu, Şems'in ölümü gibi hâlâ tam olarak anlaşılamamış, çözülememiş noktalar da belli oranda açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Adı gibi Bab-ı Esrar ( Sırlar Kapısı )
📌“Dünya, rüya içinde bir rüyadır…”
📌”Taşta kan vardı, insanların yüreklerinde nefret, dolunayda derin bir sükûnet…”
Acımak -Acıma duygusunu öğrenmenin bedeli bu kadar ağır mı olmalıydı…?
Bir söz vardırya kimseye acıma acınacak hale düşersin bu kısa kitap onu her ayrıntısıyla anlatmaş o duyguyu doğru yerde ve doğru zamanda ortaya çıkarmamızı vurgulamış.
Eser küçük yaşta gördüğü kötü muamelelerden dolayı acımaduygusu olmayan bir öğretmeninin babasının vefatından sonra onun günlüğü okuyarak babası ve hayatı hakkındaki gerçekleri öğrenmesini konu alır.
-Nâr olmadan nur olunmaz,
Nur olmadan aşka visal bulunmaz…
-Aşıkların gönülerinin yanlışıyla gözyaşları akmasaydı , dünyada su da olmazdı , ateşte…
Allah'a olan aşkını bir can yoldaşı ( Şems-i Tebrizi) ile geliştiren Hz. Mevlana'nin hayatı, her gün Allah'a dökülen gözyaşları…
Mevlâna’nın çocukluk yıllarından başlayan biyografik romanı hayatı, kendimce yorumlarsam yazar biraz basit bir dille yüzeysel anlatmış…