S O R M U Y O R U M A R T I K
Sesim soğuk bir sis
Gittikçe grileşen dalgınlıklar oluyor
Sormuyorum bir yolculuğa kimle çıkılır
Ve kim yırtıp atabilir elindeki son dönüş biletinide
Tüm yalnızlıkları mümkün kılan birileri olmalı
Yada kalbini kederle onaran bir göçebe
Özlemek o zaman bir çığlık olabilir belki, bir çığlık
Sormuyorum artık biliciyede bilginede
Aşkın darası nedir
Ve mutsuzluk mümkünmüdür ki o,
Bir kırlangıç ikindisiydi belkide,gümüşte ve hüzne gizlenen
Ödünç sevişlerden bize kalan sonsuz grilikler oluyor yalnız
Ve bir çocuğun hüznüne kazınıyor ,gülüşlerimizin paramparçalığı
Sesimin sislenmesi bundandır
Karşılığı yok hiçbir acının
Herşey gölgesi kadar ağır
Sormuyorum artık sormuyorum
Hergün yeniden kodlanan umutlarla kirletiliyor dünya
- A Y R I L I K -
İçimizde sallanıp duran bir boşluk
Görülen her şey hazin, dokunulan her şey ılık
Uzak… Çok uzak dağlardan iniyor sessiz sessiz
Dev gibi yalnızlık.
Bir ateş sarıyor etrafı yavaş yavaş
Dalga dalga alevler değiyor ellere
Bırakabilsem kendimi pervasız emellere
O güzelim bulutlar gözyaşlarına imreniyor
Tüy gibi yelkenler mendillere
Bir gemi olmalıyım, bir gemi
Uçsuz bucaksız engine açarak yelkenimi
Rüzgar gibi salıvermeliyim kendimi
Alabildiğine gidenlerin peşinden
Ne engin, ne gemi, ne yelken!
İşte son nefesi hazin günümüzün
Hüzün… hüzün…hüzün…
Bu bir ayrılık saati ömrümüzün