Mert Buğra Maradit
@_mitra
Düzce
24 Ağustos
12 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Hepsi insanlar için iyi ve kötü olan şeyleri bildiklerini sanıyorlardı. Erdemlerden söz etmek onlara eski ve yorgun bir inanç gibi geliyordu ve iyi uyumak isteyen, yatağa girmeden önce iyiden ve kötüden bahsediyordu.
Son zamanlarda, kendi kendime konuşuyorum. Kimse bana yeni bir şey anlatmıyor. Bari kendi kendime anlatayım.
Gerçekten, ben de beklemeyi öğrendim, hem de esaslı öğrendim; ama, kendimi beklemeyi ve herşeyden önce durmayı, gitmeyi, koşmayı, sıçramayı, tırmanmayı ve dans etmeyi öğrendim. Bir süre sonra yeri gelip de uçmayı öğrenmek isteyen, önce bunları öğrenmelidir. Bunlar olmadan uçulmaz!
Okur Takip Önerileri
Kimsenin ağzında altın yoktur; fakat tükürük yalayanlar daha fazla sinirime dokunur. İnsanlar arasında bulduğum en iğrenç tip, sevmek istemediği halde yine sevgiden geçinmek isteyen parazitlerdir.
Ben evet ve hayır demesini bilen ve ağzının tadını bilen damakları ve mideleri severim; fakat eline geçeni yutmak domuz tarzıdır! Bunu yalnız eşekler ve ona benzeyenler öğrenirler.
İnsanın keşfedilmezi zordur. Özellikle insanın kendi kendisini keşfetmesi daha zordur. Çok defa zeka, ruh hakkında yalan söyler.
İnsanın kendisine ait olan herşey kendinden iyice saklanmıştır ve bütün gömüler içinde en güç çıkarılan, insanın kendi gömüsüdür.
Bu konuda çok şey söyleyebilirim ve söylemek isterim; ama boş bir evde yalnız olmalıyım ve kendi kulaklarıma söylemeliyim. Elbette, başka şarkıcılar da vardır ki gırtlakları ancak ve ancak ev dolduğu zaman açılır. Elleri o zaman konuşur, kalpleri o zaman uyanır. Ben bunlara benzemem.
Bir gece aynaya baktığımda, kıpkırmızı gözlerim bana bütün dünyayı ve iğrençliklerini hazmedebileceğini söylemişti.
Ve mevsimler gibisiniz de üstelik
Kış mevsimindeyken baharınızı inkâr edersiniz ama
İçinizde dinlenmekte olan o bahar uykulu uykulu gülümser size hiç gücenmeden.
Ve onun ağzınıza dayadığı kâse dudaklarınızı yaksa da, bilin ki Çömlekçi'nin kendi kutsal gözyaşlarıyla ıslattığı kilden yapılmıştır o da.
Onlar gündüzün bir oltayla bataklığın kenarında otururlar ve derinlere daldıklarını zannederler; fakat balık bulunmayan yerde balık avlamaya kalkana "sığ" bile demem.