İçimizdekı vahşiyi yok etme savaşı acıklı bir şekilde kendimizi reddetme biçiminde de sürüyor ve hayatımızı karartıyor ...Boğazlamaya çalıştığımız her itki, zihnimize çörekleniyor ve bizi zehirliyor ...
Bana göre bir insan hayatnı dolu dolu, sonuna kadar yaşayacaksa her duyguya biçimlenme şansı, her düşünce
ye ifade şansı, her düse gerçek olma şansı vermeli.
"Ne kadar acıdır degil mi ,dehanın güzellikten daha uzun ömürlü olması .Kendimizi eğitmek için onca çaba harcamamızın nedenini bu açıklıyor . Şu çılgın var olma savaşında kalıcı bir şeye sahip olmak istiyoruz,dünyadaki yerimizi korumak gibi budalaca bir umutla kafalarımızı ne boş şeyler ve gerçeklerle dolduruyoruz.Her türlü bilgiye sahip bir adam ...işte çağımızın ülküsü. Ayrıca her türlü bilgiye sahip bir adamın kafası ne korkunç bir şeydir .Antikacı dükkanı gibi , toz toprak içinde bir sürü acayip şeyle dolu bir dükkan , eşyaların gerçek değerinin çok üstünde fiyatlar ."
Wilde'in önerdiği gibi, duyuma ve sanata adanmış bir hayat, bütün boyutlarıyla ve açikça yaşanmalıdır; ama şurası unutulmamalıdır: Sanat
"hiçbir şekilde insanlara bir şeyler öğretmek ya da ne yapacaklarını
bildirmek amacyla yapılmaz. "
Sanat, kendisi dışında hiçbir zaman hiçbir şey ifade etmez ve en iyisi sanatın hayata kesinlikle kaytsız olduğunu anlamaktır, der Wilde, "The Decay
of Lying"de (Yalanclığın Çöküşü)