Aşk. ya da zehir mi desek? Karar tamamen size bağlı ama benim için aşk duygudan çok hormonel bir durum. Yani hormonların beyni zehirleyerek mantıklı karar alma mekanizmasını çökertmesiyle ortaya çıkan şirin aptallık desek doğru olur. Şunu da unutmamak gerek yüz yıllardır yazılan şiir, şarkı hikâyelerin ana teması hep aşk oldu. Bu sebepten aşkı 2 3 kelime ile tanımlamak mantıklı olmayacaktır. Ama beşeriz herkesin kendine göre bir görüşü var katılıp katılmamak da sizin elinizde.
Peki bu kitap ne diyor? Freud abimizi severiz. Aşkı psikanalitik kurama göre aşkı açıklıyor. ki bu oldukça mantıklı geliyor bana. Temel anlamıyla bastırılmış duyguların tezahürüdür aşk. Freud'da ilkel benliğin bastıramadığı cinsel arzu ve saldırganlık davranışlarının süperego ile meşru bir hale getirilmesi olarak yorumluyor. Biraz derin düşününce bilinçaltındaki o durmayan bitmeyen arzuların gerçekte aşk ile birleşmesi bizim kendi kararlarımızı alamadığımızı mı gösteriyor. Ürpertici değil mi? Peki siz birine aşık olduğunuzda siz mi aşık oluyorsunuz yoksa bilinçaltındaki dürtüsel mekanizma id mi aşık oluyor? Sizi o kişiye aşık edecek sebep ne oluyor? hep gelişine yaşıyoruz ama düşünmek lazım. Bu kararı bize aldıran ne diye. Mesela aklınızdaki o güzellik algısı hangi ideali temel alıyor? Tamam burada çevrenin de etkisi var ama yine de bu sizin kararınız olmuyor. Bunun üstüne detaylı konuşmak gerek sadece psikanaliz değil diğer kuramları da inceleyip genel bir yorum yapmak mümkün olacaktır.
Bu kitabı herkese tavsiye deiyorum en azından psikolojik farkındalık kazanırsınız