Veronika gazate okuyan, televizyon seyreden, dünyada olup bitenlerden haberli biriydi. Her şey yanlıştı ve kendisi herhangi bir şeyi düzeltebilecek durumda değildi.
Aklımı oynatmak pahasına, kendime defalarca telkinde bulundum, insan bir kez olsun, bir an olsun aptalca davransa ne olur sanki diye. Ama fazlasıyla belirsiz bir sözcük olan vicdan denen şeyden kaçamıyorsunuz.
"Siz böyle kitaplar okumaya nasıl alıştınız?”
“Gayet basit! Her gün yemek yemeye nasıl alıştıysam! Her gün bir şeyler yiyorum. Niçin? Midemi doyurmak için. Bilir misin, insanın midesi gibi kafası da acıkır. Kafayı doyurmak için de okumak gerekir. Bu yüzden okuyorum.”