Saat on oldu.
Zavallı küçük kızım! Altı saatim var, sonra öleceğim!
Soğuk anatomi masalarının üzerinde sürünen tuhaf bir cesede, incelenen bir kafatasına, kesilip biçilen bir kadavraya dönüşeceğim.
S. 47 B. XXVI
Manevi acının yanında fiziki acının ne önemi var?
Dehşet ve merhamet, yasalar böyle yapılmış!
Bir sefilin son sırdaşı olan bu anılar belki de günün birinde onlara bazı katkılarda bulunacak.
S. 11 B. VI
Hiçbir şey bana önceki gibi görünmüyordu. Bu ışıklı geniş pencereler, bu güzel güneş, bu mavi gökyüzü, bu güzel çiçek artık bir kefenin rengi gibi beyaz ve solgundu.
Onlarda düştüklerinde kırılırlar ve parçaları yerine en kaliteli tutkallarla bile yapıştırılsa eskisi gibi olamazdı. Tıpkı kendisinin düşüp parçalandığı gibi. Bir porselenin dağılan parçalarının yapıştırıldığında izlere sahip gibi onun da soyut izleri vardı.