psyche

psyche
@_psyche_
Sabitlenmiş gönderi
İnsanın var oluşunun biricik amacı, varlığın karanlığında bir ışık yakmaktır. Carl Gustav Jung
Reklam
… “Yani, çatlıyorum diyorsun öyle mi?” dedi. “Ah sevgili Aren, söylesene bu çatlama canımı ne kadar yakacak?” … “Canının ne kadar yanacağı aslında biraz da senin elinde Meryam. Çatlamalar ve kırılmalar hayatın en önemli dinamikleridir. Burada önemli olan kırılmanın nasıl yaşandığıdır. Yumurtayı düşün Meryam. Eğer yumurta içeriden kırılırsa hayat başlar. Yok, eğer yumurta dışarıdan kırılırsa işte o zaman bir hayat son bulur. Yani içten başlamayan dönüşümler ölümcüldür. Şu an hayatın bir kabuk ve elinde duruyor. Karar senin. Bir kırılma olacak ve bu kırılmanın nereden olacağı tümüyle senin elinde.”
Sayfa 14

Reader Follow Recommendations

See All
Yorgun
yıldım korkusundan da umudundan da aşkın sonsuz bir huzur istiyorum bir yenisini eklemeyeceğim kalbimdeki özleme bitimsiz bir huzur istiyorum … o ki sevinç ve sarhoşluk verdi o ki umut ve mutluluk verdi nereye gitse vakit kaybetmeden “temiz kalpli sıradan bir kadındı o” dedi …
Sayfa 62
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
Russel’ın dediği gibi, otomobilimiz işlemediği zaman “Acaba nesi var?” diye orasına burasına bakıp düzeltmeye çalışırız da, insanlar “iyi işlemediği” zaman onları suçlamaktan gayri pek bir şey yapmayız.
Reklam
ACI HİKÂYE … niçin umut bağladı boş bir aşka niçin aşağılandı onun kucağının yatağında ne diye fısıldadı deli gönlünün sırrını âşinâ olmadığı bir aşığın kulağına …
Sayfa 39
ÜRKEK ALEV … ey yorgun gözler nedir aradığınız o kayıp bakışlarda? güneşin çılgın alevlerine benzer o boşuna koşuyorsunuz peşinden, boşuna. …
Sayfa 25
Ebeveynlik her bireyin harcı değildir.
Çocukluktaki ahlak eğitiminin en fazla zararı cinsiyet alanında görülür. Eğer bir çocuk sert anne-baba ya da dadılar tarafından geleneklere uygun olarak eğitilmişse, altı yaşına gelinceye değin cinsel organlarla günahı öyle sıkı bir biçimde ilişkilendirmiştir ki, bunları yaşamı boyunca birbirlerinden ayırması beklenemez. Bu duygu doğaldır ki, Oidipus kompleksi ile de artar, çünkü çocuklukta en çok sevilen kadın, kendisiyle cinsel ilişki kurulamayacak olan annedir. Bunun sonucu olarak, erkeklerin çoğu, cinselliğin kadınları alçalttığını düşünürler ve cinsel birleşmeden nefret etmeyen eşlerine saygı göstermezler. Buna karşılık, karısı soğuk olan bir koca, içgüdüsel bir tepkiyle gönül doyumunu dışarıda arar. Oysa cinsel doyuma ulaşmış olsa bile, karısıyla da metresiyle de herhangi bir kadınla da mutlu olamayacaktır. "Lekesiz" kalması öğretilmiş bir kadın da aynı durumdadır. Böyle bir kadın, kocasıyla bile olsa cinsel ilişkide kendisini tutar ve herhangi bir haz duymaktan kaçınır.
Sayfa 76
Anne ya da anne ilgisizse dadı tarafından sevilmek yaşamın en büyük zevkidir; bu sevgiyse, ancak ahlak kurallarına uygun hareket edildiğinde elde edilebilir. Böylece çocuk, dadısının ya da annesinin hoş görmeyeceği herhangi bir davranışın günah olduğuna inanır. Büyüdükçe de bu ahlak kurallarının kaynağını ve bunlara aykırı davranmanın cezasını unutur, ama o kuralları unutmaz ve onlara uymamanın çok kötü olacağı duygusundan kurtulamaz.
Sayfa 74
Günah duygusu, ergin yaş mutsuzluklarının en önemli psikolojik nedenlerinden birisidir. … Günah olduğunu kabul ettiklerinden birini yapan bir kişi, neden olduğunu bilmediği bir tedirginlik duyar. Keşke günah işlemeyen bir insan olsaydım der. Kalbinin temiz olduğuna inandığı kişilere hayranlık duyar. Bir ermiş olmak için yaratılmadığını düşünür, üzülür; ermişlik anlayışı sıradan yaşamda gerçekleşemeyecek bir şeydir.
Sayfa 74
Reklam
Bugünkü haliyle uygar insan nefrete dostluktan daha fazla eğilimlidir. Nefrete eğilimlidir, çünkü yaşamından hoşnut değildir, çünkü yaşamın anlamını yitirdiğini, dünya nimetlerinin tadını başkalarının çıkardığını, kendisinin bir çoğundan yararlanamadığını hissetmektedir.
Sayfa 71
395 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.