Hatice Bilgin

Hatice Bilgin
@_ssitaree_
Eskiden büyük bir kuvvetle içine işleyip keskinliğini uzun süre muhafaza eden kavga şevkinin daha o anda söndüğünü gören Martin,kendisini sürekli tahlil eden ve bunu yaşamasını engelleyecek kadar çok yapan erdemli,yalnız ve sade bir varoluş içinde bulunduğunu keşfetti.
Reklam
Acaba her oturan adam tembel, her koşan adam çalışkan mıdır? Kimi adam vardır ki sabahtan akşama kadar oturur ve düşünür. Onun bir hazine-i efkârı (fikir zenginliği) vardır, yani fikir cihetinden zengindir; kimi adam da vardır ki sabahtan akşama kadar ayak üstü çalışır, meselâ bir rençper, fakat yaptığı iş dört tuğlayı üstüste koymaktan ibarettir. Evvelki insan tembel görünür velâkin çalışkandır, diğer insan çalışkan görünür velâkin yaptığı iş sudandır. Zira birisi maneviyat ile zihin gayretiyle yapılan iştir; öbürü vücut ile bedenle yapılan iştir. Maneviyat daima daha âlidir, vücut sefildir. Yapılan işlerin farkı da bundandır.
İnsan bir şey bekliyordu, sabahtan akşama kadar bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu. İnsan tekrar tekrar bekliyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu, düşünüyor, düşünüyordu, şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yalnız.

Reader Follow Recommendations

See All
Ama ne kadar soyut görünürlerse görünsünler, düşüncelerde bir dayanak noktasına gereksinim duyarlar, yoksa kendi çevrelerinde anlamsızca dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe katlanamaz.
Annelere anlatılan kederler taksim değil, zarbedilmiş olur.Çocuklarının felaketini iki kat şiddetle hisseden anneler, bu ıstıraplarını çocuklarına fazlasıyla iade ederler; böylece keder anadan çocuğa ve çocuktan anaya her intikal edişinde büyüdükçe büyür.
Reklam
“Neydim ben, Maman, diye düşünüyor Peri. Rahminde büyürken -tabii düştüğüm rahim seninki olduğunu varsayarsak- benden beklenen neydi? Bir umut tohumu mu? Seni karanlıktan kurtarması için alınmış bir bilet mi? Yüreğindeki deliği kapatacak bir yama mı? Öyleyse, yeterli olamadım. Yanına bile yaklaşamadım. Acının merhemi değildim, yalnızca bir başka çıkmaz sokak, bir başka yüktüm; sense bunu çabucak görmüş olmalısın. Çok erken fark etmiş olmalısın. Ama ne yapabilirdin ki? Tefeci dükkanına gidip beni satamazdın ya.''