''Biliyorsun,'' dedi, ''seni eve getirdiğimiz gün morarana kadar çığlık atıp öfkeli küçük bir elf gibi elini sallayarak bizi güldürdün. Ben çocuk istemiyordum, annenin fikriydi. Ama seni görür görmez dünyanın artık bambaşka olduğunu anladım, çünkü sen hayattaydın ve bu kısacık zamanda, benimdin. Annen hep çok güzeldi, bu yüzden bu mantıklıydı. Ama sen aynı zamanda benden de geliyordun. Benim gibi yaşlı bir aptaldan geliyor olmana rağmen, mükemmeldin. Hâlâ da öylesin, sloneczko. Hiçbir şey bunu değiştiremez.''