430 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Reader Follow Recommendations
Köşeyi döndüler; Leyla bir daha Meryem'i hiç görmedi.
Sayfa 408Kitabı okudu
Öncelikle belirteyim ki, o insanlar Allaha yakın insanlardı.
Cephede bombalar altında namaz kılacak kadar yakın..
Savaşırken oruç tutacak kadar yakın..
Her mermi sıkışta besmele çekecek kadar yakın..
Sayfa 213Kitabı okudu
Eğer imkanlarınızı, hatta dünyanızı aşan büyük hedefleriniz kalıcı emelleriniz varsa...
Eğer sizi hedefinize ulaştırıp emellerinizi gerçekleştirecek sabra, sebata, ihlasa, gayrete sahipseniz...
Ve eğer bu uğurda bazı çilelere, dertlere, yorgunluklara, güçlüklere katlanmayı göze alabiliyorsunuz...
Rahmet tecelli eder ve hedefinize ulaştırılırsınız.
Onlar işte bu tantana, bu gösteriş merakı yüzünden kaybettiler. Biz kulluğumuzla kazandık.
Sayfa 175Kitabı okudu
Ya devlet başa, ya kuzgun leşe
Sayfa 175Kitabı okudu
Meşru hedefe yürüyen padişahın önderi peygamberdir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer. Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin üzerinden geçerken, sen dağların bile üzerinden geçesin.
Sayfa 77Kitabı okudu
Osmanlıda ahlak, çocuklukta iyilik telkini alarak değil toplumda kötü örnek görmeyerek gelişir..
Ufkunuzda ne varsa o olursunuz...
Temizdik...
Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlı askeri teşkilatını Avrupaya tanitmasıyla meşhur Comte de Marsigli, yere tükürmedikleri için atalarımızı şöyle eleştiriyor:
"Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür."
İtibarlıydık...
Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odasının toplantılarında oylar eşit çıkınca Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır, onun dediği olurdu.