Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E

E
@_yaziciesraa
11 okur puanı
Kasım 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Kur’an, bir musibetle karşılaşan kimsenin ne yapması nasıl davranması gerektiğini şu şekilde belirtir: “O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah’ın kullarıyız ve biz O’na döneceğiz, derler.” (el-Bakara, 2/156)
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Geçici dünya hayatı onun(mümin) açısından peygamberimizin ifadesiyle bir yolcunun dinlenmek üzere altına oturduğu bir ağaç gölgeliği gibidir.
Sayfa 105Kitabı okudu
Mümin hem dünya hem de âhirete yönelik işlerinde tedbir alır ama sonucu tedbirden değil takdirden bilir, tevekkül eder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kur’an kâinatı tefsir eder, kâinat Kur’an’ı tasdik eder.
İnsan için vicdan özgürlüğü kadar çekici, ama o kadar da azap verici şey yoktur.
Reklam
Ne için yaşadığını kesin olarak bilmeden insan yaşamayı kabul etmez, hatta dünya nimetlerine boğulsa bile kendini yok etme yoluna gider.
...Tom Robinson’ın davası insanların yüreklerindeki gizli mahkemelerde görülmemişti ki.
Sayfa 307Kitabı okudu
Başka insanların çoğunluğunun düşüncelerinden bağımsız hareket eden tek şey insanın vicdanıdır.
Sayfa 138Kitabı okudu
“...Bir insanı anlayabilmek için, o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin...”
...Adaletin kendisi ise insanın kalbinde bulunur.
Reklam
Îmanın girmediği kalb taştan daha katı, Allah korkusunun bulunmadığı vicdan kayalardan daha hissizdir.
Sayfa 225Kitabı okudu
Yani düşüncelerimizin efendisiyiz.
Sayfa 160Kitabı okudu
...kaçınılmaz ölüm düşüncesi insanların birçoğunda soyut olarak kalır. Peki içimizdeki hırsı,kendini beğenmişliği,egoizmi zayıflatmaya bu kadar elverişli olan ve bize teselli de veren bu ölüm fikri neden davranışlarımız üzerinde etkisiz kalıyor?
Sayfa 158Kitabı okudu
“İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.”
İnsan, yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandırırmış.
...Fatıma bundan dolayı “Cennet hurilerinin hanımefendisi!”oldu. Hz. Fatıma oldu o. Efendimiz (sav)’in “Göz Bebeği Fatıma!” Peygamber Efendimiz (sav)’in gülü; Hz.Hatice’nin goncası; emektar ablaların nazlı çiçeği; ümmetin seyyidesi Hz.Fatıma.
Reklam
Küçük bir yaprağın arkasında bir dünya gördüğünü zanneder de koca dünyayı görmeden yaşar.
Yüksek insan dışına değil,içine kıymet verendir.
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil,kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Müslüman,Hz.Ali’nin dediği gibi “hakkı insanlara göre değil,insanları hakka göre değerlendirir.”
İlim meyveye benzer.Ağacın dallarını meyve bastıkça dallar nasıl ki aşağıya doğru sarkarsa kişinin de ilmi arttıkça tevazu kanatlarının da yere doğru yaklaşması gerekir.
Acaba ölüm dedikleri şey,varlığı var kılan ilk kuvvetin,yani aşkın kaynağına ruhun dönüşü ve onunla bahtiyar birleşmesi olmasın!
Reklam
İnsan kendi ölçüsü ile kainatı ölçüyor ve kainat sahnesinde yalnız kendini görüyor, yalnız kendini anlıyor.İçimizdekinden başkasını da anlamasını bilen yok gibidir. Varsa da o hükümdardır. Artık o insan yani başkasını bilen insan,ne korkaktır ne haristir ne âcizdir ne fânidir ne de yalnızdır. Bilmek gerçekten bilmek onun bilgisidir.