" Bazen soruyorum kendime." yazdı Ege " Bu dünyada ne için varım, niye geldim, yaşama amacım ne, neyden kaçıyorum diye... Artık bu soruyu sorduğumda ara ara aklıma sen gelir oldun. Belki senin için geldim bu dünyaya. Yapayalnız bir ömür geçirdim. Yapayalnız. Hep sordum, hiç mi kimse olmaz bu dünyada benim varlığımı fark edecek. Hiç mi kimse olmaz çıkıp da ' Aaa sen de bu dünyadasın?' diyecek. Olmadı. Kimse olmadı. Kimse. Sonra seni gördüm. Ve sen beni yapayalnızlığımdan kurtardın. Sessiz sedasız hayatıma yazdığın harflerle ses oldun. Bu yüzden ben mesajlarını okumuyorum, duyuyorum İzmir. Mesajlarının bir melodisi var. "
"...Necati : Aaa Şakir ne haber ? Ben çok susadım bana su versene Şakir: Yoo Yoo Yoooo bu halde eve girememeniz lazım yoksa teyzem canavara dönüşür "
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Hayatımın en mutlu anı
“Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu. Derin bir huzurla her yerimi saran o harika altın an belki birkaç saniye sürmüştü, ama mutluluk bana saatlerce, yıllarca gibi gelmişti. 26
Sayfa 10 - Yapı kredi yayınları "Kemal Basmacı"Kitabı okudu
Aaa bu ben... ;)
"Dünyanın tüm müzik uzmanları istedikleri kadar haklı olsun. Ben yine de kendi hazlarımı insanoğlunun ittifakla verdiği hükümlerden önemsiz görmeyeceğim. Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez. Hoşlandığım ya da hoşlanmadığım şeylerde modayı takip edecek değilim."
Sayfa 238 - Türkiye iş bankası kültür yayınları
Yıl 1992 Azerbaycan’dan dönüyoruz Şemsi Belli ile, havaalanına baktım VİP’ten çıktı 4-5 kişi ile Yaşar Okuyan. Şemsi Ağabeyi, “Bu Yaşar Okuyan değil mi, senin eski ülküdaşındır, tanışıklığın yok mu?” diye soruyor. “Var da, yok da… Ben sevmem o adamı” diyorum. Aynı uçağa biniyoruz. Yaşar Okuyan, dikkatli dikkatli süzüyor beni uçakta, aldırmıyorum. İstanbul’da iniyorum, doğru Topkapı’ya, Ulusoy’dan bilet alıyorum, Ankara’ya geçeceğim. Servis beni Ulusoy’un terminaline götürüyor. O da ne? Yaşar Okuyan ve ekibi de orada. Otobüs saati geliyor, yöneliyorum otobüse, aaa yahu aynı otobüse bineceğiz. Yılan yarpuzdan hazzetmemiş, o da gelir deliğinin başında bitermiş. İki katlı bir otobüs, alt kattayım, arkanda Yaşar Okuyan ve ekibi. Konuşmalarından anlıyorum ki, Elçibey’in seçim kampanyasına propaganda desteği için gitmişler. Yasemin diye de bir kız var yanlarında. Ona takılıyorlar sık sık Azeri şivesiyle “Yasemen geşeng gızdı” diye. Yaşar, Azerbaycanlı bir Bakan’ı “Buldog köpeklerine” benzetiyor. Bir ara sessizce yanındakilere “Yahu şu önümüzde oturan adam, Bakû’dan beri bizimle geliyor. Bir yerden hatırlıyorum ama çıkaramadım. Bekledim ki o tanışlık versin, o da aldırış etmiyor, tuhaf şey” dediğini duyuyorum, gülüyorum kendi kendime.
Aaa ben (...)
Sevdiğim kişileri ve onlar için duyduğum endişeleri düşündükçe bu bunalımların, kasılmaların benim için yeni şeyleri olmadığını biliyorum. Bu kadar hassas olmasam biraz daha az duygusal olabilsem, herhalde mideme bu kadar ağrılar girmez sinirlerim bu kadar yıpranmazdı. ``
Reklam
301 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.