Çok yetmiş olmalı bizde :(
Allah Rasûlü bir keresinde 'Günde yetmiş kere bile olsa bağışlama dileyen kimse ısrar etmiş sayılmaz.' buyurdu."
Sayfa 153Kitabı okuyor
Allah Resûlü ile sık sık bir araya gelen sahâbîler bu sırada maneviyatın doruklarına çıkarlar, Cibrîl hadisinde bildirilen ihsan makamını yaşarlardı. Adeta gökyüzünün kapıları açılır, sahâbîlerin ruhları bedenlerinden ayrılıp gökyüzüne uruc eder, açılan kapılardan içeri girip cennet bahçelerini temaşa ederdi.
Sayfa 149Kitabı okuyor
Suskunluk azılı bir katildir; keşke kızsalar ve bağırsalardı.
Filistin; Allah'ın, kendinden şehit üstüne şehit doğmasını yazdığı toprak...
zira biz dünyanın değil ahiretin taliplileriydik.
"Kurtuluş gelecektir. Gelecek, senin için Allah'a yemin ederim ki; senin sandığından daha yakın... Gül yüzlü güzel kardeşlerine müjdele. Dikenlerin sonu yok olmaktır; özgürlük ise özgür toprakları isteyenlerindir.”
Siz, gelecek hakkında konuşacaksınız ancak, ben geçmişte diri olarak kalmak istiyorum, hatıralarımın silinip gitmesini ve bu dünyaya dalıp gitmeyi istemiyorum.
"Biz Filistinliler", acı ve sessizlik içerisinde,
ölüme ve şehadete alıştık.
Filistin çile ve acı;
Filistin, sonuçlanmayan ve ebedîyen Sonuçlanacağını da düşünmediğim dâva...
Filistin'i sevin,
Onun için savaşın,
Onun için kendinizi fedâ edin.
Herkes, dinin tamamlanmasına sevinmişti. Ancak Hz Ebû Bekir bu ayet-i kerimeyi duyar duymaz ferasetiyle Allah Teâlâ'nın pek yakında Resûlünü ebedi âlemine dâvet buyuracağı hakikatini sezdi. Gönlüne düşen ayrılık ateşi onu hüzne gark etti.
Sayfa 146 - Veda haccıKitabı okuyor
"Amritsar Otel'deki o güneşli günden yıllar sonra,bir yazar bana yaşayanlar hakkında yazmanın onlara kötü şans getireceğini söyledi,O zamanlar haberim yoktu bundan.Abdullah'la ilgili sayfalarım ve ben mutluyduk.Tehditleri,bir gülüşte gizlenen düşmanları,Kavita'yla Karla'yı ve dünyadaki her şeyi unutacak kadar mutlu."
Sayfa 590Kitabı okudu
Çünkü ben karanlıklardan nefret ediyorum . Karanlığa lanet etmeyenlerden de nefret ediyorum...
"Üç kişi oldukları hâlde iki kişi üçüncüyü bırakıp,kendi aralarında gizli olarak konuşmazlar." (Ebû Davud)
Hz Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin cümlesine dikkat edilirse,"konuşmasınlar" biçiminde bir yasaklama yerine "konuşmazlar" biçiminde bir bilgilendirme yapısına sahip olduğu görülür. Bu derece kötü bir ahlakın bir Müslümanda bulunabileceği tasavvur edilmediği için bu anlatımda yasaklama kalıbı kullanılmamıştır. Yasaklama yoluna gidilmemiştir; zira bu, yanlışlığı aklı selimle açıkça bilinen bir davranıştır.
Yukarıdaki Hadisi Şerifi İmam Malik ve Ebû Davud,Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anh)'ten rivayet etmiştir. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anh)a: "Eğer dört kişi isek?" diye soruldu. Abdullah: "O zaman iki kişi gizlice konuşmanızda bir sakınca yok." buyurdu.
Benim ayakkabım sizin ayakkabılarınız gibi güzel ve parlak değil, yırtık ve tozla kaplı. Fakat üzerinde çocuk katili Siyonist askerlerin kan izlerini taşıyor. Bu yüzden ayakkabıma her baktığımda izzet, şeref ve gurur duyuyorum.
Sayfa 190Kitabı okudu