Küçük kız babasına "Baba muz alır mıyız?" diye sordu. "Söz kızım paramız kalırsa bu hafta alacağız" diye geçiştirdi babası fakat hemen arkasında duran beni fark etmedi. Pazarcıya döndüm ve: -"Bu baba ve kızına iyi bak. Şimdi 2 kilo Muz tart. Birazdan buradan geçerlerken adama seslenip 'Hani geçen hafta bozuk yok diye para üstü verememiştim ya, al bu muzu helalleşelim' diyeceksin. O baba çocuğunun yanında rencide olmasın, ufaklığın canı çekmiş. Söz 4-5 kilo da ben alacağım, hem sevaptır, bereketlenirsin. Şimdi ben hemen arkadan sizi seyredeceğim" deyip biraz uzaklaştım... Biraz sonra gelirken göründüler. Adam, muz tezgahını görmesin diye kızını diğer tarafa almıştı. Derken pazarcı abi tam dediklerimi yaptı ve muzları verdi. Küçük kız poşeti babasına bırakmadı, kendi taşıdı. Fakat babası durumu anlamıştı. Başı önde yürüdü gitti. Giderken de geriye dönüp gözleriyle pazarcıya teşekkür eder gibi baktı. Pazarcı abinin yanına gidip parasını uzattım, almadı. Gözleri dolmuştu, yutkundu. İşte birini utandırmadan mutlu etmek bu kadar kolaydı. Aslında 7 liraydı kilosu, fakat olmayınca olmuyordu. Ama beni en çok etkileyen, poşetin içinden alıp bir tanesini yemek isteyen kızına "Evde yersin kızım belki alamayan vardır demesiydi....😨😨😨
%31 (70/224)
5/10 puan verdi
AZİZ NESİN OKUMAK ya da OKUMAMAK, TÜM MESELE BU DEĞİL!
Aziz Nesin şüphesiz Türk mizah edebiyatının en önde gelen yazarı. Bununla birlikte toplumsal konulardaki hassasiyeti, fikirlerini dile getirme noktasındaki cesaretiyle de önde gelen bir sima. Edebiyatının yönünü de bu özellikleri etkilemiş yorumu hepimizin sıklıkla duyduğu bir özelliğidir. Yani, eserlerini ortaya koymaktaki gayesi halkın
Kazan Töreni
Kazan TöreniAziz Nesin · Tekin Yayınevi · 1975476 okunma
Reklam
83 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 hours
KARASU DİYE BİR YÜREKLİ ADAM GEÇTİ BU DÜNYADAN
Bilge Karasu'nun son kitabıdır bu , öldükten sonra basılmıştır. Pankreas kanseridir son zamanlarında , bu kitapta da bolca hastane izleri görürüz. Hacmi küçük olsa da bir hayli derin bir kitap , Karasu zaten derin bir anlatıcıdır bilenler bilir. Bilinç akışını da çok kullanmıştır , bu kitapta da mevcut. Çocukluğuna gider zihninde ve bize anlatır
Altı Ay Bir Güz
Altı Ay Bir GüzBilge Karasu · Metis Yayınları · 2018403 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 hours
Ayrıntılı ''Yakusoku no Neverland (The Promised Neverland)'' Cilt 3 İncelemesi
Kitabın bu cildi de diğer ciltleri gibi oldukça akıcıydı. Bu ciltte biraz daha yeni bilgiler öğrendik. Ama hala tam olarak asıl olaya girmiş değiliz. Gelecek ciltlerde bunun da gerçekleşeceğini düşünüyorum (daha doğrusu biliyorum). Bu cildi de spoilerlı ve spoilersız olarak yorumlayacağım. 3. cilt için olan spoilersız yorumuma gelecek olursak: -
Vadedilmiş Yokyer - 3. Cilt
Vadedilmiş Yokyer - 3. CiltKaiu Shirai · Gerekli Şeyler · 2020526 okunma
Pakia Hava Yollan uçağıyla Maviköy hava meydanına inen Prof. Miyahara, bir taksiye atlayarak, kendisini bir otele götürmesi için şoforu tembihledi. Prof. Miyahara, Pakia dilini de çok iyi biliyordu. Yolda giderlerken, aynı zamanda sosyolog olan bu bilgin, şofore sordu: - Şu göğe doğru yükselen ince uzun yapılar nedir? Şoför, - Minare! dedi. Prof. yine sordu: - Ne için kullanılır bu minareler? Şoför, - Ezan okumaya, dedi. Miyahara sordu: - Ezan ne için okunur? - Namazı bildirmek için, dedi şofor. -Namaz Müslümanlığın "olmazsa olmaz" şartlarından biri. Hatta Ehl- Sünnet'e göre Namazsız Müslümanlık düşünmez! değil mi şofor efendi? diye sordu Profesor. Şofor, gavrı memnun bir tavırla, -Bilmiyorum! dedi. Profesör, - Affedersiniz, sizi Müslüman sanmıştım da deyince, şofor parladı: -Tabi Müslümanım; babam dört defa Hacca gitti; her sene kurban keseriz. Ama namaz kılmam, bazen de içerim. Allah affeder be, kafanı takma abi, yeter ki için temiz olsun! Ehl-i sünnet dedin ya, çocuklarımızı da sünnet ederiz tabi, hem de en pahalı salonlarda, en pahalı içkilerle! Profesör sustu; böylece otele geldiler.
Okuyun ve lütfen biraz düşünün ...
‘’Baba bana muz alır mısın?’’ dedi. Adam sessizce ‘’Söz kızım para kalırsa bu hafta alacağım sana’’ deyip ilerledi, ama tam arkasındaki beni fark etmedi. Pazarcı abiye dedim ki "Bu adam ile çocuğuna iyi bak. Şimdi 2 kilo muz tart. Birazdan senin tezgahın önünden geçerse ve durup muz almazsa abi diye seslen. Sonra ona " Hani geçen hafta bozuk yok diye para üstü verememiştim ya. İstersen muz vereyim, helâlleşelim" diyeceksin. O baba çocuğun yanında rencide olmasın. Ama canı muz çekmiş, aklında kalmasın. Eğer böyle yaparsan hem sevaba girersin, hem de bereketlenirsin. Söz fazla fazla vereceğim, 10 kilo da ben alıp götüreceğim. Şimdi ben arka taraftan sizi seyredeceğim... Abi kızını diğer tarafa almış, geçiyor. Kızı muz tezgahını görmesin istiyor. Pazarcı abi tam da dediğimi yaptı. O küçük kız o poşeti babasına bırakmadı, kendisi taşıdı. Aslında babası anlamıştı. Pazarcı bir hayır yapmak için bu oyunu tasarlamıştır diye sanmıştı. Başı önde yürüdü gitti. Son bir defa dönüp sessizce gözleri ile teşekkür etti. Pazarcı abiye uzattım parayı almadı. Gözyaşlarını saklamak için arkasına bakmaktaydı. Birini mutlu etmek bu kadar kolaydı. Ama bütün mesele aynı zamanda da babayı utandırmamaktı. Çok şükür bu da kısmet oldu. İçimiz huzur ile doldu. Aslında 7,5 TL idi kilosu. Ama işte olmayınca olmuyordu. Ama en çok beni etkileyen bir tane yemek isteyen kızına ‘’Evde ye kızım, belki alamayan vardır; olur mu? ‘’ diyen baba oldu…
Reklam
Şölen tadında (mı?) Buyrun okumaz mısınız efenim :))
PLATON BİR GÜN KOLUNDA BİR ORNİTORENKLE BARA GİRER Yanlış biliyorsunuz abicim. Kadıköy'ün en meşhur DVD'cisinde çalıştım 2 yıl boyunca. İzlemediğim film kalmadı. İran Sineması, Fransız Yeniciler, Tarantino... Zaten Tarantino da üniversite okumuş biri değildir. Benim gibi DVD'cide çalışmış ve sürekli film izlemiştir. Kendinizi geliştirmeniz lazım.
şu uygulamada ''kadınlar şöyledir, erkekler böyledir, gemi ve çay, ergen aşkları ve sözde bireysel bunalım'' edebiyatından fazlası iş görmemeye, yapılmamaya başladı. abi,''kitap uygulamasıdır iyi fikirler ortaya çıkar, kollektif çalışayım diyorum; distopik öykü tasarısı vardı kafamda, fikir alacaktım elim boş döndüm, politik tiyatro taslağım için destek bekliyorum yok, postmodern şiire dair bazı okuyuculardan destek almak istedim, paylaştım yine yok, abi bu uygulama niye böyle zıvanadan çıktı ya? şimdi bazı kendini bilmez, edepsiz hadsizler'' beğenmiyorsan git'' falan diyebilir, 1- Gidip gitmeyeceğime siz karar veremezsiniz ona ben karar veririm! 2- Profil benimse, rahatsız olduğum meselelerde şikayetçi olma hakkım doğmuştur, kimse karışamaz! ama şunu biliyorum; bu uygulamada artık abuk subuk kamyon arkası aforizmalar ve salak anketler kadar iş yapmıyor ve dikkat çekmiyor öykü,şiir, tiyatro! Yazık, çok yazık!
198 syf.
5/10 puan verdi
Zaman Kaybı
Bugün sizlere en çok okunan kitaplar listesinde bulunan ve benim anlayamadığım şekilde bir türlü bu listeden silinmeyen kitaptan bahsedeceğim. (J.D. Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar) Gerçekten çıldıracağım. Her yer de bu kitap. İndirim, indirim, indirim. Bu kitapta insanlar ne buldu, okuduklarında onlara ne kattı da ballandıra ballandıra
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159.5k okunma
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.