Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Küfür ve tehdit yüreksizliğin, tükenmişliğin ürünüdür."
Turan Dursun
"-Ben hiç zinayı tanımadım. İçkiyi tanımadım. Kumarı tanımadım. Zaten hiçbir oyunu bilmem. Benim babam da imamdı. Babam beni bir hedef için çalıştırmış. Ona göre, ben bir kahraman olmalıydım. İslam kahramanı, din kahramanı olmalıydım, " Dursun kahraman oldu. Ama din kahramanı değil, özgür düşünce, demokrasi ve laiklik kahramanı...
Reklam
Çünkü sınıfsaldı yaşamak. Zâlimler, haramiler aldı tüm gücümü. Gücüm yetersiz kaldı savaşamadım. Sıynlıp aradan sıvışamadım da.. Sözün özü: yaşamadım dünyamda, Şu kalleş yaşamda, Gerçek anlamda. Yaşamadım...
”Turan Dursun'un bir sözü vardı: 'Ben korkmuyorum karanlıktan, ben korkmaktan korkuyorum.' Çünkü korkan insan ya yılgınlaşır ya da saldırganlaşır. Babamı öldürenler yüzüne bile bakmaya cesaret edemeden, kurşunları kahpece arkadan sıktılar.”
"Din konusunda gerçeğe ulaştığımda kendime sordum. Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım?' Turan Dursun bir aydınlanma savaşçısı gibi yazdıklarıyla yanıtladı sorusunu.”
İki babam var benim: Müftü, din adamı Turan Dursun, diğeri aydınlanma savaşçısı Turan Dursun! Aydınlanmacı Turan Dursun, iki olayın acısını yüreğinden hiç koparamadı: Çocuklarını kucağına alıp sevememesi ve karısını dövmesi...
Reklam
Babamın kafasından bir türlü atamadığı sorular vardı? Yavaş yavaş dine olan inancını yitiriyordu. Önce Peygamber'e kuşku ile baktı, Peygamber'e inancını kaybedince müftülüğü bıraktı. Devam etse, ikiyüzlülük gösterse, Cumhurbaşkanı ile oturan. Başbakan Yardımcıları ile sohbet eden, basının desteklediği bir din adamı olarak sanırım epey yükselirdi. O bunları istemedi.
Öldürülmesinin üzerinden 1900 gün geçmesine rağmen babamın katilinin Üzerindeki esrar perdesi nedense (!) kaldırılmamış, cinayet çözülememişti. Cinayet çözülemediği ya da çözülmek istenmediği gibi, vurulduğu gün evinden alınan sayısız çalışma ve özel eşyası da, yazılı ve sözlü tüm başvurularımıza karşın iade edilmemişti. Bu nedenle de, babam bizim gözümüzde ikinci kez öldürülmüştü ne yazık ki!..
Komünist müftü
Yıl 1966. Soğuk bir kış günü. O her an yıkılacak gibi duran kapımız şiddetle çalındı. Annem gitti kapıyı açtı. Gelen kişi babamı sordu. Babam kapıya gitti, gelen kişiyle birkaç dakika konuştu. Sonra içeriye gidip ceketini aldı. Adamla gittiler. Olayı daha sonra babamdan dinledik. O yıllarda babam Nurcuların büyük tepkisini çekiyor. Onlarla çatışma halinde Babama çok kızıyorlar. Çünkü babam bir dönem Said-i Nursi'ye sempati duyup kısa bir süre Nurcuların içine girmiş. Sonra ayrılmış. Bunlara veryansın ediyor. Babamın adı o yıllarda "Türkiye'nin aydın müftüsü"
Bu cinayetler sürecek... Nerede düşünen bir beyin varsa, birer kurşun sıkacaklar...
Reklam
Aydınlığa sıkılan silahın tetiğini çeken elleri tanımayan kaldı mı?..
Turan Dursun, aydınlanma yolunun Türkiye'ye döşenmesi için çalışan fikir emekçilerinden biriydi. Bu yüzden öldürüldü. Eski din adamının aydınlanmasından ve çevresini aydınlatmasından korkan karanlıkçı güçler, çapraz ateşe tuttular eski vaizi...
Turan Dursun'un bir sözü vardı: 'Ben korkmuyorum karanlıktan, ben korkmaktan korkuyorum.'
Yoksulduk. Ama babam, annem ve ben, pırıl pırıl giyinirdik.
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.