Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.32
·
Puan vermedi
Herkese merhabaa
Nabersinizzz?
Çook eğleneceğiniz o kitapla geldimmmm.
Başkarakterimiz Med aile lanetinden dolayı erkeklere güvenemez ama annesi buna bir dur demek için onun adına bir internet sitesinde bir adamla konuşur(ama ne konuşma ne konuşma) Buluşma ayarlar ve Med'i de ikna eder. Med, o buluşma sonunda adamı öldürür. Med, ne yapacağını bilemez ve çareyi teyzelerini aramakta bulur. İşte böyle başlar serüvenimiz.Med ve teyzeleri, durumu polise izah etmek yerine cesedi pasta dolabında saklamaya karar verirler.Çünkü neden olmasın? Bu arada Med düğün fotoğrafçısı, teyzelerinden biri makyöz, öbürü de pastacıdır. Yani bu ceset pasta dolabıyla beraber düğünün gerçekleşeceği yere kadar gider. Bir yandan bunlarla uğraşan Med, yıllardır aklında olan aşkı Nathan'la da karşılaşır.
Kitapta bazen geçmişe gidiyoruz bazen günümüzde oluyoruz. Böyle ilerliyor kitap. Beni rahatsız eden şeylerden biri teyzeleri birinci teyze, ikinci teyze diye hitap edilmesi çünkü okurken şahsen benim kafamı çok karıştırdı. Beni rahatsız eden diğer şey de kitabın aşırı absürt oluşu, inandırıcılıktan çok ama çok uzak. Ama tüm bunlara rağmen aşırı eğlenceli, bol kahkahalı bir kitap istiyorsanız okuyun derim lakin nedense ben çok beğenemedim. Belki beklentim yüksekti ondan olabilir.
Çok sevdiğim bir kitaptı, ve çok eğlenceli. Hiç sıkılmadım diyebilirim. Hem absürt hem de insanı yormadan düşünmeye sevketmesi açısından çok tadında bir kitap bu tarz kitapları seviyorsanız bu kitap tam size göre. Herkese tavsiye ederim. Ben çok eğlendim.
1/10 puan verdi
İlber Ortaylı yazmış, belki bilmediğimiz şeyleri duyarım, öğrenirim umuduyla kitabı okuyacaksanız hayal kırıklığına uğrarsınız. Açıkçası ortaokul 8. öğrencisiyken bile kitaptaki çoğu bilgiden haberdardım, biliyordum. Belki de ben araştırmayı seviyorumdur? Kitabın adı ''Gazi Mustafa Kemal Atatürk'' ise beklentimiz herhalde
Seriyi genel olarak seviyorum ve yazarın dili konusunda hemen hemen memnunum. Bu seri hem güldürdü mü dibine kadar güldürüyor hem de ağlattı mı sonuna kadar darma duman ediyor; ortası pek yok. İkinci kitap ise duygusal olarak zorlayıcı bir şekilde bitmişti, haliyle karakterlerin birbirlerine geri dönüşü nasıl olacak aşırı merak ediyordum.
Kitap, biraz geçmiş daha çok günümüz şeklinde. Helin'in Yankı'ya farklı bir bakış açısıyla bakmasını ve aslında herkesin önceliklerini ya da kişiler konusunda duygusal düşüncelerini netleştirdiği bir kitaptı. Koza, düşman kisvesinde hayatlarına girmiş olsa da, artık kendisini bile bunu yeterince inandıramıyordur. Herkesin sırları biraz daha ortaya dökülürken hem birbirlerine daha bi' kenetlenip hem de bazı kopukluklar yaşamalarına sebep oluyor. Bir de asıl düşmanların tamamen gün yüzüne çıkmasıyla artık yeni planlar kuruluyor.
Yazarın her kitapta bize çok fazla belirttiği gibi yetişkin olmak zorunda kalmış çocuklar hepsi. Bu sebeple bazen fazlasıyla absürt şeyler yaşarlarken bazen de fazlasıyla yıkıma dönüşüyorlar. Her bir karakter geçmişiyle yüzleşiyor. Bazı yerlerde fazlasıyla iç monolog okumak zorunda kalmak sıkmadı, desem yalan olur, açıkçası bu kadarına gerek yoktu bana kalırsa. Onun dışında kitabı tabii ki beğendim ve artık tam anlamıyla savaşmalarını umuyorum.
Bilemedim. Hem ilginç hemde nahoş oldukça absürt biraz da eğlenceliydi. Başladı ve bitti. Ne anlattı şimdi roman ?
Yazar resmen okurla kafa buldu. Bir çok yerde araya girip okurla muhabbet etti. Kitapta anlatılan bir çok şeyin yaşama ne kadar aykırı olduğunu o da kabul etti. Ama siz öyle varsayın demek istedi. Akıllıca aslında. Sizinle hemfikirim, yine de siz okumaya devam edin dedi resmen. Böyle diye diye kitabı bitirdiniz .
Ama tüm bunlara rağmen boş değildi. Bir kıssadan hisse çıktı kitaptan.
Hayatın kendisi bir muhasebe değil mi zaten. Bazen hayat bize borçlanır, bazen de biz hayata. Christie malry'nin dünya ile hesabı alacak borç ilişkisinden ibaret. Alacaklarını küçük hesaplarla borca çeviriyor. Bir nevi hayatla hesaplaşma, küçük intikamlar. Ve hesaplar gittikce alacak hesabı büyüyor mizan patlıyor..
Bir muhasebeci olmam benim için kitabı anlaşılır kıldı. Artık muhasebe bilmeyen düşünsün.
Herkesin kendinden bir parça bulabileceği , Menteş yine yapmış yapacağını dediğimiz bir kitap. Murat Menteş, Alper Canıgüz ve Emrah Serbes’in yazar tıkanması yaşamaları ve o sırada harıl harıl yazan Hakan Günday’dan yardım istemeleriyle başlayan macerayı soluksuz okuyacaksınız. Kitabın tümünde de harika diyaloglar, absürt ve müthiş fikirler ve ideal bir dünya düzeni bulacaksınız.
Mutlaka okuyun..
Modern İnsanın Yitik Kimliği Dönüşüm'de Bir Metafor
Bir sabah, Gregor Samsa uyanır ve kendini dev bir böceğe dönüşmüş halde bulur. Bu absürt olay, onun hayatını alt üst eder ve onu hem fiziksel hem de ruhsal açıdan derin bir bunalıma sürükler. Artık sıradan bir seyahat satıcısı değildir, ailesinin yükünü taşımak zorunda olan ve toplum tarafından dışlanmış bir böcektir.
Böceğe dönüşmesiyle birlikte
Bu kitap için söylenecek pek birsey yok aslında , benim pek tarzım değil . Bizim " Güzin Ablanın " daha absürt hali . Blogg yazılarının sayfalara döküldüğü bir kitap diyebiliriz . Dizüstü okuma severlerin ilgisini cekecek bir kitap olabilir
Okuyanlara ve okuyacak olanlara keyifli okumalar.
"Timsah", baş kahraman İvan Matveyeviç ve karısı Yelena İvanovna'nın bir hayvanat bahçesinde sergilenen bir timsahı görmeye gitmesiyle başlar. İvan Matveyeviç, bir dizi komik ve absürt olay sonucunda timsah tarafından yutulur fakat ilginç bir şekilde hayatta kalır. Timsahın içinde yaşayan İvan, bu tuhaf durumu kabul eder ve oradan yönetilen bir bürokratik sistemin parçası olarak çalışmaya başlar.
Dostoyevski'nin toplumsal eleştiri ve mizah yeteneğinin bir birleşimidir. Eser, Rus toplumunun ve bürokrasisinin saçmalıklarını gözler önüne sererken, aynı zamanda evrensel temalar üzerinden insan doğasına dair keskin gözlemler yapar.
Ayşe Nalan 30 yaşlarında aslında edebiyat öğretmeni olan, atanamadığı için pastahanede çalışan bir kızdır. Annesi Gülliye oğluna çok düşkündür. Oğlu da hayırsızın tekidir.
İzmir'in tanınmış ailelerinden olan Soykan Holding'in sahibi Neriman hanım küçük torunu Uğur'u evlendirmek için bir yarışma düzenler. Ayşe Nalan annesinin zoruyla bu yarışmaya katılır. Neriman hanımın iki tane daha torunu ve onlar evlidir. İkisin de eşi birbirinden çatlaktır. Yarışmada ikinci gelene para ödülü vardır. Aslında Ayşe Nalan'ın annesinin amacı kızının para ödülünü kazanmasıdır. Çünkü kıymetli çapkın oğluşunun paraya ihtiyacı vardır.
Ayse Nalan yarışmayı kazanabilecek mi? Yarışmada neler yaşanacak.
Arada eski Yeşilçam filmlerinden repliklerinde olduğunu, absürt komedi tarzında çok eğlenceli bir kitap. Eğer bu tarz kitapları okumayı seviyorsanız bu kitap tam size göre. Kitap seri ben şimdi ikinci kitabı okumaya başlayacağım.
Keyifli okumalar.
