Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fuckinglonely

fuckinglonely
@abyssz
takip etme!!! just an archive Kim Namjoon her şeyim 18 they/them
Bizi katil olmaktan kim koruyabilir ki? Biz her gün bir cinayetin önünden kayıtsız geçip gidiyoruz! Ve katil Beckmann, hem maktul hem de katil olmaya dayanamıyor artık. Dünyanın suratına haykırıyor: Ölüyorum!
Sayfa 118
Reklam
hepimiz her gün, her gece cinayet işliyoruz. Ama kutbanlarımızı böyle çabucak unutmamız mı gerekir? Cinayetlerimizi çiğneyip geçemeyiz ki!
Sayfa 116
Ölüler cevap vermez. Tanrı cevap vermez. Gelgelelim, yaşayanlar, soruyorlar.
Sayfa 61

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne münasebet, Binbaşım, ne münasebet! Ölülerin geldikleri gecelerde ay, beyaz ve hastadır. [...] Hayır, Binbaşım, ölülerin geldikleri gecelerde ay beyazdır; ölülerin kanlı iniltileri beyaz, hasta, yuvarlak aya kadar ortalığı kedi pisliği gibi keskin kokutur. Kan. Kan.
Sayfa 58
(Sıcak, ümitsiz.) Sakin ol, balık! Çıkarma, lütfen. Böyle hoşuma gidiyorsun, balık! Şu gülünç saç tıraşına rağmen! Bu saçları da Rusya'dan getirdin, öyle mi? Gözlüğün, ba- cağın, sonra bu kısa, güdük saçlar. Görüyorsun ya, nasılanladım. Seninle alay ediyorum sanma, balık! Hayır, ba- lık, ben yapmam bunu! Öyle harikulade bir mahzunlu- ğun var ki, zavallı mahzun hayalet: bol ceketin içinde, saçlarınla, kaskatı bacağınla! Bırak, balık, bırak. Ben gü- lünç bulmuyorum. Hayır, balık, senin öyle harikulade bir mahzunluğun var ki! Biçare gözlerinle yüzüme bak- tıkça hüngür hüngür ağlayasım geliyor. Sen hiç konuş- muyorsun. Bir şey söyle, balık, lütfen! Ne olursa olsun, bir şey söyle. Varsın anlamsız olsun, ama söyle! Konuş, balık, dünya öyle korkunç sessiz ki! Konuş da bitsin bu büyük yalnızlık. N'olur aç ağzını, balık adam! Bütün gece, böyle ayakta durma. Gel. Otur. Şuraya, yanıma. Öyle uzakta durma, balık! Çekinmeden yaklaşabilirsin, nasıl olsa beni ancak bulanık görüyorsun. Gelsene! İster- sen yum gözlerini. Gel ve konuş ki bir şey çıksın ortaya. Sessizliğin dehşetini duymuyor musun?
44-45
Reklam
Belki de sahiden bir hayaletim ben. Dünden kalma, bugün artık kimsenin görmek istemediği bir hayalet.
Sayfa 43
Ayağa kalkamıyorum da ondan. Yurduma tanım sıra kütük gibi bir bacak getirdim. Hani hatıra olarak. Böyle anılar iyidir, biliyor musun, yoksa harp çok çabuk unutulur. Ben unutmak istemedim. Her şey o kadar güzeldi ki. Çocuklar, çocuklar, ne kadar güzeldi, değil mi?
Sayfa 37
Benden kurtulamazsın. Ben tekiyim, ben ger zaman varım. Yarın. İkindi vakti. Yatakta. Geceleyin.
Sayfa 35
hafızanın resimlerini gerçekte aramanın çelişkisini ve bu resimlerin duyularla algılanma- yışlarından, hafızanın kendisinden kaynaklanan büyüden da- ima yoksun kalacaklarını daha iyi anlamamı sağlıyorlardı. Be- nim bildiğim gerçeklik artık yoktu. Mme Swann'ın tıpkı eskisi gibi, aynı anda ortaya çıkmaması bile, caddenin farklı olması için yeterliydi. Eskiden bildiğimiz yerler, kendilerini kolaylık olsun diye yerleştirdiğimiz mekânlar âlemine ait değildirler sa- dece. O zamanlarki hayatımızı oluşturan, birbirine bitişik iz- lenimlerin ince bir dilimidirler; belirli bir görüntünün hatırası belirli bir ânın özleminden ibarettir ve evler, yollar, caddeler de, heyhat, seneler gibi uçup gider.
Sayfa 430
benim nazarımda güzel görüntüler benim zevkim için yapay olarak düzenlenmemiş, kaçınılmaz ve değişmez olduklarını bildiğim görüntüler,
Sayfa 388
Reklam
Benim lezlik seviyesi I see
Swann'ın erkek çirkinliğiyle bir kere daha yüz yüze geldi. Ama çok iyi tanıdığı bu çehrelerin çirkinliği bile sanki yeni bir şeydi.
Sayfa 328
yalan söyleyecek kadar alçalmanın cazibeni ne kadar azalttuğını anlamıyor musun? Oysa bir tek itirafla kaç kusurunu telafi edebilirdin!
Sayfa 293
iki sevgiliden birinin aşırı derecede sevgisini göstermesi, diğerini yeterince sevmekten temelli bağışık tutar.
Sayfa 278
Havai bir hayatın dağıtıp savurduğu gençlik ilhamlarının yeniden içinde filizlendiğini hissediyordu, ama bunların hepsi belirli bir insanın yansımasını, damgasını taşıyorlardı; nekahet halindeki ruhuyla baş başa kalarak evinde geçirmekten şimdi ince bir zevk aldığı uzun saatler boyunca, yavaş yavaş kendi benliğine kavuşuyordu, ama benliği bir başkasına aitti.
Sayfa 242
İnsanlarlagenelde o kadar ilgilenmeyiz ki, bize bunca acı ve mutluluk verebilme gücünü bir kişiye yüklediğimizde, o kişi başka bir dünyaya aitmiş gibi görünür gözümüze, bir şiirsellikle sarmalanır ve hayatımızı, kendisinin az çok yakınımızda bulunacağı, heyecan n dolu bir akış haline getirir.
Sayfa 239
1.129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.