Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cui bono

Cui bono
@acapola
(...) Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim; Kurt, köpek, çakal, makal, dedi. Ne dersin bu adamlara, dedim; Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi. (...) Ömer Hayyam youtu.be/4KVY2xNDzvE
Hiçbir şey, sırf varolduğu için, sırf yazılmış olduğu için değerli olamaz.
Reklam
Çoğu bilgi, eğer güçler ilişkisiyle orantılı değilse, biçimsel açıdan ne kadar doğru olursa olsun, geçersizdir.
Tarihin mantığı, ön plana çıkardığı insanlar kadar yıkıcıdır: Aldığı hız onu nereye sürüklerse geçmiş belaların bir eşini orada üretir. Normallik ölümdür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gelenekten nefret edebilmek için ona sahip olmak gerekir
Totalitarizm ve eşcinsellik birlikte yürür. Özne, çökerken, kendi cinsinden olmayan her şeyi de yadsımaktadır. Güçlü erkek ile uysal çocuk karşıtları, tahakkümün eril ilkesini en katışıksız biçimiyle uygulayan bir düzende kaynaşırlar. İstisnasız her şeyi, sözümona özneleri bile, kendi nesnelerine dönüştürmekle, bu ilke de bütünüyle edilginleşir, kadınsılıktan ayırt edilmez olur.
Reklam
asıl kadınsı olanlar sert erkeklerdir, onlar gibi olduklarını kabul etmemek için hanımevladı kurbanlara ihtiyaç duyarlar.
Hediyeleşin:)
Bütün şefkatli, iyi ilişkiler, hatta belki de organik doğanın bir parçası olan o barışma bile, bir hediyedir.
Vermenin yozlaşması, o iç karartıcı icattan, "hediyelik eşya" diye üretilen şeylerden de anlaşılabiliyor; kişinin ne vereceğini bilmediği çünkü aslında vermek istemediği varsayımına dayanıyor bu yeni icat
Seçmek, zaman ayırmak, zahmete katlanmak, ötekini bir özne olarak görmek demektir bu: Savrukluğun ve gelişigüzelliğin tam tersi.
Vermenin asıl sevinci, alanın da sevincini hayal edebilmekten geliyordu.
Reklam
Hiç duraksamadan, uzun boylu düşünmeden ve yan konulara sapmadan söylenen dolambaçsız sözde, Faşist yönetimde dilsizlerin suskunlara verdiği komutun biçim ve tınısını başından beri andıran bir şeyler vardır. İnsanlar arasındaki ilişkilerde her türlü ideolojik süslemeyi kaldıran yalınlığın kendisi de insanlara nesne gibi davranmanın ideolojisine dönüşmüştür çoktan.
Yabancılaşma tam da insanlar arasındaki mesafenin kaldırılmasında gösterir kendini.
Eğer zaman para demekse, zamandan, en çok da kendi zamanımızdan tasarruf etmek ahlaklı bir davranış olarak görünür ve böyle bir tutumluluk da başkalarına karşı düşüncelilik olarak aklanır.
Bir tabula rasa üzerinde inşa edilen o modern, işlevsel konutlarsa, uzmanların zevksizler için imal ettiği, içlerinde yaşayanlarla hiçbir bağlantısı olmayan yaşama kutularıdır, ya da yolunu şaşırarak tüketim alanına girmiş fabrika tesisleri - zaten sönüp gitmiş olan bağımsız varoluş özlemine taban tabana zıttır bütün bunlar.
Bugün inceliğin bireydeki sahici ilkesi, hakkında konuşmayı sahiden reddettiği şeyde saklıdır: Her bireyde cisimleşen fiili ve daha çok da potansiyel güç. Kişilere teklifsiz davranma ve onları oldukları gibi kabul etme önerisinin ardında gayretkeş bir "yerine oturtma" isteği yatıyordur aslında:
2.857 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.