Wulf Dorn'un okuduğum ilk kitabı ve büyük bir beklentiyle okumaya başladım.Başlarda bu beklentimi karşıladı da fakat olay ilerledikçe başlardaki kadar beni heyecanlandırmadığını fark ettim.Heyecanlanmasam da merak duygum ağır bastı ve okudum.Kitabın dili çok akıcı ve konusu da merak uyandırıcıydı. Bu türü okumaya yeni başlamış biriyseniz çok hoşunuza gidecek bir kitap ama değilseniz sizi pek tatmin edebileceğini zannetmiyorum.Yine de yazarı tek bir kitabıyla yargılamak istemiyorum.En yakın zamanda yazarın en popüler kitabı olan
Kitabı yıllar önce almama rağmen okumak istediğim kitaplar arasında değildi.Yakın zamanda karşıma çıktı ve çokça romantize edilen bir kitap olduğunu gördüm.Bu durum merakımı tetikledi ve okumaya başladım.
--Spoiler--
Kitap Wertherin arkadaşı Wilhelm'e yazdığı mektuplardan oluşuyor.Başlarda bunalımdan kaçıp huzuru arayan bir adamı
"Dostum," dedim, "insan, insandır ve onun anlayabilme gücünün sınırı ne noktada olursa olsun içinde bir tutku köpürürken bunun için hiçbir önemi olmayacaktır.Çünkü doğasının dar sınırlarında olacaktır.
'Bir gün güneşin batışını kırk üç kere izledim!'
Sonra da 'Biliyor musun, insan çok hüzünlüyse günbatımlarını sever', diye ekledin.
'Güneşin batışını kırk üç kere izlediğin gün çok mu hüzünlüydün?'
Ama cevap vermedin.