Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Montesquieu (Acem Mektupları) tımarhaneler için "dışarıdakiler kendilerini akıllı sansınlar diye kurulmuştur", diye yazar. Sighele bunu hapishaneye tatbik eder. "Büyük namussuzlar dışardadır" der.
İhtiyar Montesquieu'nun "Acem Mektupları"ndaki nükte: Dışardakiler kendilerini akıllı sansın diye birtakım binalar kurup içine bedbaht insanlar doldurmuşuz ve tımarhane adını vermişiz bu binalara.
Sayfa 201 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Acem Mektupları'nda" Montesquieu "Tımarhânedekiler, dışardakiler kendilerini akıllı sansın diye içeri tıkılmış bedbahtlardır" der. Sighele de "Hapishaneler dışardakiler kendini namuslu sansın diye yapılmıştır", der.
sezilmemiş aşka gazel
Karnındaki karanlık manolyanın Kimseler anlamadı kokusunu. Acıttığını kimseler bilemedi Dişlerinle sıktığın o aşk kurşunu. Binlerce Acem tayı uykuya yattı Alnının ay vurmuş alanında, O senin kar düşmanı göğsünü Kucaklarken dört gece kollarımla. Bakışın, tohumların solgun dalıydı Alçılar,yaseminler arasından, Aradım vermek için yüreğimde O fildişi mektupları her zaman diyen, Her zaman: acımın bahçesi benim Gövden her zaman, her zaman şaşırtıcı Damarlarının kanıyla dolu ağzım, Ağzın ölümüm için söndürdü ışığını.
Federico Garcia Lorca
Federico Garcia Lorca
SEZİLMEMİŞ AŞKA GAZEL Karnındaki karanlık manolyanın Kimseler anlamadı kokusunu. Acıttığını kimseler bilemedi Dişlerinle sıktığın o aşk kurşunu. Binlerce Acem tayı uykuya yattı Alnının ay vurmuş alanında, O senin kar düşmanı göğsünü Kucaklarken dört gece kollarımla. Bakışın, tohumların solgun dalıydı Alçılar,yaseminler arasından, Aradım vermek için yüreğimde O fildişi mektupları her zaman diyen, Her zaman: acımın bahçesi benim Gövden her zaman, her zaman şaşırtıcı Damarlarının kanıyla dolu ağzım, Ağzın ölümüm için söndürdü ışığını.
Ülkü Tamer çevirisi ve farkı..
SEZİLMEMİŞ AŞKA GAZEL Karnındaki karanlık manolyanın Kimseler anlamadı kokusunu. Acıttığını kimseler bilemedi Dişlerinle sıktığın o aşk kuşunu. Binlerce Acem tayı uykuya yattı Alnının ay vurmuş alanında, O senin kar düşmanı göğsünü Kucaklarken dört gece kollarımla. Bakışın, tohumların solgun dalıydı Alçılar,yaseminler arasından, Aradım vermek için yüreğimde O fildişi mektupları her zaman diyen, Her zaman,acımın bahçesi benim Gövden her zaman, her zaman şaşırtıcı Damarlarının kanıyla dolu ağzım, Ağzın ölümüm için söndürdü ışığını.
Reklam
"Acem Mektupları'nda" Montesquieu "Tımarhânedekiler, dışardakiler kendilerini akıllı sansın diye içeri tıkılmış bedbahtlardır" der.
Kapitalist dünya-ekonomisinin belirliliklerinden birisi, bu sayede işleme kapasitesini sürdürmede anahtar bir öğe olarak kullandığı temel bir epistemoloji geliştirmek oldu. Montesquieu'nun Acem Mektupları'nda belirttiği, Said'in Oryantalizm'de oldukça hiddetli bir şekilde saldırdığı ve benim burada tartışmakta olduğum, bu epistemolojidir. İkili ayrılıkları ve özellikle de evrenselcilik (ki baskın öğelerin kendinde vücut bulduğunu iddia ediyordu) ile tikelcilik (ki bastırılan herkese aynı sıfatı atfediyordu) arasında yapılan ikili ayrılığı somutlaştıran, bu modern dünya sistemidir.
Sayfa 58 - aram yayıncılık, birinci baskı, temmuz 2007, beyoğlu
520 syf.
·
Puan vermedi
Benim Adım Kırmızı
Eserin temelinde nakş sanatı yer alıyor. Saraya bağlı nakkaş hane de eğitim almış takma isimlerde Osmanlı Nakkaşlarını okuyoruz.Leylek, Zeytin, Kelebek, Kara.Her birini kendi bakış açısından kendi ağzıyla anlatıyor Orhan Pamuk.Yeri geliyor okuyucuyla konuşuyor,ona sırlar veriyor,hatırlatmalarda bulunuyor. • Dönemin padişahı, nakkaş ustası olan
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
194 syf.
9/10 puan verdi
Kitabın özeti: | | | Rüyadan uyandığında muhtar ona bir iş verdi. Kendi dilini köyün çocuklarına öğretecekti. Bunun için eskiliklerden bir sınıf oluşturdular. Kitap defter almak için kente indi. Orda yaşlı bir kitapçıyla tanıştı. Kitapçı onun için 10 kitap seçti ve babasından ona kalan bir denizci haritasıyla bir tılsım verdi. Bir gece handa
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,1bin okunma
Reklam
"Acem Mektupları'nda" Montesquieu "Timarhanedekiler, dışardakiler kendilerini akıllı sansın diye içeri tıkılmış bedbahtlardır" der, Sighele de "Hapishaneler dışardakiler kendini namuslu sansın diye yapılmıştır", der. Suçta tekamül şiddetten hileye geçişledir
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
Sonra romana sızmış mektup. Goethe, "Mektup biçiminde roman nefis bir buluştur," diyerek Genç Werther'in Acıları'nı yazarken; Richardson, Pamela'yı; Rousseau,Julieya da Yeni Heloise'i; Laclos, Tehlikeli İlişkiler'i; Hölderlin, Hyperion'u; Montesquieu, Acem Mektuplarını; Voltaire, İngiltere Mektupları'nı; Balzac, İki Gelinin Hatıraları'nı; Reşat Nuri Güntekin, Bir Kadın Düşmanı'nı; Halide Edip Adıvar, Handan'ı; Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mutallakayı yazmış. Romancılarımız mektuba sarılır da hikâyecilerimiz durur mu! Halit Ziya, Mehmet Rauf, Ömer Seyfettin, Yakup Kadri ve Sait Faik de hikâyelerine mektubun sihirli ve sıcak iksirini katmışlar.
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki Mızıka
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.