Kitap 79'da yayınlanmış. Şu an için çok demode kalmış herşey, neredeyse ataerkil diyebilirim.
Bir kadının kadınlar ulkesi hakkında yazdığı bir kitabın erkeğin gözünde yazılmış olması, bir kadın bile böyle düşünüyorsa gerçek erkekler ve ataerkil düzen neler düşünüyor dedirttirdi. Ama dediğim gibi kitap o kadar eski ki kadın bile bir kadın gözüyle yazmayı bilememis o zamanlar için. Utopik bir roman olmasına rağmen kitabı okuduktan sonra kadınlık ve kadın olmaya dair büyük bir acı hissettim. Kadınlar ulkesi korkunç bir acı dolu. Aptal annelik kutsamasi, sürekli kendilerini yarım ebeveyn olarak görüp bu yarım olmuşluk hissiyle tüm erdemleri ve ideallikleri toplama hırsı, vahşilikten ve seksten tamamiye uzaklık.
Serinin üçüncü kitabını okuyacağım. Beklentim Ellador'un ataerkil dünyadan seksi ve diger güzel şeyleri de öğrenip aptal Van'ın kıçına tekmeyi basıp orada bırakıp geri dönmesi.
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · Olimpos Yayınları · 202312.3k okunma
Uçurtma avcısı; Kardeşi, arkadaşı tarafından yapılan onca fedakarlığa rağmen onu yüzüstü bırakmanın verdiği günahtan bağışlanmak için verilen savaşın kitabı...
Geçmişin izlerini sadece ondan kaçarak silemeyecek olmanın verdiği amansız bir mücadele oldu bu kitap. Kitabı her almaya niyetlendiğimde şişirilmiş bir balon olduğunu düşünmüştüm oysa ne kadar da yanlış düşünmüşüm.
Hayatımın belli zamanlarındann kalma bir söz kuralar durur aklımı. "Dilediğin her şey korkunun diğer tarafında..". Bu kitapta da hep insanın içten içe vermesi gereken mücadelede, kayıtsız kalmanın aslında ne kadar acı veren bir süreç yaşatacağını vurguluyor. Spoiler veremem bu kitap için, çünkü kitapta da vurgulandığı gibi bir hikayenin mutlu sonla mı kötü sonla mı bittiği yalnızca Hint filmlerinde anlam kazanır. Oysa hayat devam ediyor. İnsanın yaşam mücadelesi de binbir kötülük, savaş, çocuk ölümleri, tecavüzler hırsızlık, talan ve saf kötülükle dolu hayatın içinde ve milyonlarca kötünün arasında iyi kalmaya çalışması için verdiği emektir kimbilir?
Kitap benim ruhumu yaraladı aslında, yani hep duyduğumuz bildiğimiz savaşların vahşetin çocuk tecavüzlerinin karşısında ne kadar kayıtsız kaldığımızı hissettirdi. İki dostun, kardeşin hikayesi diye ucuzlaştıramam kitabı ve evet bu kitap en iyiler arasında olmayı kesinlikle hak ediyor. Kitap tamamen gerçek bir hikaye mi kurgu mu diye hiç düşünemedim. Çünkü biliyorum ki yazılanlar uydurma olsa bile anlatılan her şey maalesef çok gerçek. İyi okumalar diliyorum.
Dinle ruhum sessizliği sessizlikten.
Ne feryadları vardır gidenlerin bu dağlarda yankısı kalan.
Yağmur dindirir anca acısını teninin.
Ruhunda yanan yangın da Tanrıdan armağan.
Susmak lazım ruhum, sadece susmak.
Susmak lazım feryâdı gökleri inleten annelerin huzurunda.
Ve yürümek her acı veren zâlimin üzerine.
Yürümek ölümüne yağmur damlalarının altında...
Yalnız Bir Yolcu
"İnsanları onların iyiliği için değil, kendimiz için affederiz. Nefret, insanı yorar. Acı verir, harap eder, üzer. Bir insandan nefret etmek, insana büyük acı verir. Ama onu affetmeni kimse senden isteyemez...
Oluruna bırak. Bırak zaman yaraları iyileştirsin..."
Yalnızlıkla boğuştum geceleri
Sıska bir yüreğim vardı
Yalpalayarak geçerdim düşlerimin kıyısından
Ben ki kendini yiye yiye bitiren bir kurt gibiydim
Sabahları beklerdim
Saatin tıkırtıları duyulurdu
Her vuruşta kalbimi paramparça eden seslerdi
Anılar düşerdi gözlerimden
Yastığım ıslanırdı
Gözlerim buğulanırdı
Yaşamak daha bir acılaşırdı
Gecelere bağdaş kurup oturmuş
Hep aynı türküleri söylerdim
Bir yerlerde kimselerin söylemediği türküleri
Ve yazardı ellerim
Kimsenin okumayacağını bilerek
Yazardı bu acı karası gecelerde.