"Emir ben seni de kaybedersem başka hiçbir şeyim kalmaz ki... Hiçbir şeyim kalmaz, benim... Benim senden başka evim yok. Senden başka yuvam yok... Sen varsın. Bir tek sen vardın Emir. Hep sen vardın. Bir başkası olmadı, hiç senden başkası olmadı..."
"İlkim ben senin yokluğuna alışmayı da seni unutmayı da hiç istemedim ki. Hiç istemedim. Zaten niye isteyeyim? Niye kalbimin deniz kıyısındaki o evinden vazgeçeyim ben?"
"Ne olursa olsun, atlatılır İlkim. İnan bana, birbirini sevdikten sonra en kötüsü de en iyisi de birlikte karşılanır. Yan yana olunca dağ gibi acılar un ufak olur. En büyüğü de aşılır, en küçüğü de. Yeter ki sen yaşamayı seç. Onunla yaşamayı seç. Kalbindekini yanında iste. Ona inan. Kendine... Kendine inan."
"İlkim, ne yaparsan yap... Ne yaparsan yap hayatın önüne geçemezsin. Yaşanacak varsa engel olamazsın, erteleyemezsin. Gelir bulur seni mutlaka. Bugün değilse yarın, yarın değilse ertesi gün. Bir yolunu bulur, kaybetmek istemediklerini senden alır."