ÖTEKİ TARAF ZAMANI
Her insandan hatıra olmaz, Travma çatlağı boylu boyunca. Her pislikten lalezar, Olmaz umutlanma payidar. Her insan insan olamaz, Gelip geçer sadece siyah ile. Bir acı değil bu,
Bu araştırmanın bize sunduğu 3 şey: 1. Hiçbir şey kalıcı mutluluk sağlamaz. 2. Acı sonsuza dek sürmez. 3. Herkes aslında ortalama mutluluk değeri kadar mutlu. Başımıza gelen majör mutluluk ve acı durumları belli bir süre devam etse de bir süre sonra –genel olarak 6 ay 1 yıl arası– ortalama mutluluk düzeyimize geri dönüyoruz. İnsanın en kuytu duygularına ulaşan şair duyarlığının hedonik adaptasyonu kaçırması elbette ki mümkün değildir. Abdurrahim Karakoç’un unutulmaz “Unutursun” şiirinde hedonik adaptasyonun izlerini görebiliriz. Şiir, edebiyatımızda çoğu zaman ölümden daha acı olarak görülen ayrılık acısının zamana nasıl yenik düşeceğini anlatır. Gençlik çağlarından kalma bir ayrılık acısını konu alan şiirin bir bölümü şöyledir: “Unutmak kolay mı deme Unutursun Mihriban’ım. Oğlun, kızın olsun hele Unutursun Mihriban’ım. Yıllar sinene yaslanır Hatıraların paslanır. Bu deli gönlün uslanır... Unutursun Mihriban’ım. Gün geçer, azalır sevgi Değişir her şeyin rengi. Bugün değil, yarın belki Unutursun Mihriban’ım.” – Abdurrahim Karakoç
Reklam
Bu acı zamanla geçer mi acaba?
İnkilap yayınlarıKitabı okudu
"Acı geçer, ama acı çekmiş olduğumuz gerçeği, hep bizimle kalır."
Bazen o küçücük yüreğe, ne acılar sığar ama
…yüreğimiz geniş bir alanın boyutlarında olsa dertlerimiz dahada büyük olurdu; çünkü her acı dünyanın yerine geçer ve her ke­dere başka bir evren gerekir.
Bu konudaki genel geçer düşüncenin aksine, insan fonksiyonel dünyaya değil, fonksiyonel olmayan dünyaya temayül eder. İnsanı sosyal hayvan olarak gören tanımın geçerliliği şüphelidir. Sosyallik, eğer bundan kasıt sürü, oğul, kovan içinde yaşama kabiliyeti ise, insani olmaktan çok hayvani, zoolojik, biyolojik bir özelliktir. Arı veya karıncanın sosyal hayatı veya hem kendi hem diğerleri için büyük bir uyum içinde yaşayan organizmadaki hücrenin "sosyalliği" ile ne kıyas edilebilir? Materyalist düşünür Hobbes acı bir tespit yapıyor: “İnsan doğası gereği anti sosyaldir." Aslında insan bir bakıma umutsuz bir bireyselcidir ve sürü içinde yaşamaktan iğrenir, hatta buna kabiliyeti de yoktur. Yalnızca insanlar arasında daha az insan olanlar, yalnızca daha başarısız insan numuneleri fonksiyonu, düzeni, kurallılığı, tektipliliği ve toplumun bireye üstünlüğünü savunur. Bu tür insanlar, tam da bu nedenlerden dolayı en etkin oldukları için, fikirlerini hâkim fikirlermiş gibi empoze etmeyi başarırlar. Onbaşılar her zaman şairden daha etkindir ve bu insancıl ve insani olan her şeyin gücünü ve güçsüzlüğünü ortaya koyan trajik bir gerçektir.
Reklam
İçimde acı kavun gibi bir his sarhoş bir deliliğe meze olur harcanır Uyumak en iyisi " Büyüyünce geçer "dedikleri .... Büyüyünce geçmedi , uyuyunca geçer belki
Unutma Lola! Hiçbir acı baki değildir. Üflersin geçer. Bazılarına biraz daha çok üflemen gerekir, Hepsi bu… Sabahattin Ali
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.