"Geciktin; aylardır sesini duymadım... Nerelerde dolaşıyordun?"
"Ben her zaman yanındayım ama, sen beni unutuyorsun. Her zaman bağıracak gücüm yok; sen ise beni bırakmak istiyorsun. Ay iyidir, karlı ağaçlar iyidir, dünyadaki hayat iyidir ama, beni de unutma!.."
“Seni asla unutmam, biliyorsun. İlk günlerde gurbete çıktım, vahşi dağlarda dolaşıyor, vücudumu harap ediyor, uykusuz kalıyor, senin için ağlıyordum. Acı beni boğmasın diye şarkılar da uydurmaktaydım; ama şarkılar sefildi, soluk almam için acımı asla dindirmediler. Biri şöyle başlıyor bunların:
Ölümle yan yana gidişiniz,
O kayalıklı yolda.
O çevik gövdeleriniz.
Hayranlıkla izledim sizleri.
Şafakta uyanıp yola çıkan.
İki yabanördeği gibiydiniz.
Yine bitmemiş olan başka bir şarkıda sana şöyle bağırmaktaydım:
Ruhunu sıkı tut dostum,
Dağılmasın!"
Eğer yüreğinde başka insanlara karşı kötü duygularla yürüyüp gidersen ve bu çember kapanmamışsa, bu yaşamın başka anlarında yinelenecektir. Bir kez değil, dersini alana dek defalarca acı çekersin. İncelemek, öğrenmek ve olanlardan ders alarak bilgelik kazanmak iyidir.
Basit varlıklar, iyi ve kötüyü basit bir şekilde anlar. Rahatlık ve doyum sağlayan, acı çekmeyi engelleyen her şey, iyidir. Bu yüzden de iyi, hoşa gider. Rahatsızlık, tehdit ve acı getirebilecek her şey kötüdür ve nefret edilir ondan.