"Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey."
Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikış attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılar ile boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir
şey."
İçimde nefret, başkaldırma ve üzüntü karışımı bir duygu yükseldi. Kendimi tutamayıp bağırdım:
“İnsanın yoksul bir babası olması ne kötü!”
Bakışlarımı lastik pabuçlarlardan ayırdım ve önümde duran galoşları gördüm. Babam ayaktaydı, bize bakıyordu. Gözleri sınırsız bir hüzünle doluydu. Gözleri öyle büyümüş öyle büyümüştü ki, Bangu Sineması’nın
Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi.
Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi . Ayağındaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı , kalbi baştan aşağı sancılara boğan , insana sırrını kimseye anlatmadan ölmeyi arzulatan şeydi
Merhaba sevgili okurlarrrr
Şeker portakalı ;5 yaşındaki zeze adında oldukça yaramaz ve bir okadar da yaşıtlarına göre zekası gelişmiş bir çocuğun acı dolu hikayesinden bahsetmektedir.
Kelimelerin ve davranışların gücü öyledir ki tek bir sözcük, moral veren bir kelimeyle yada iyi niyetli bir davranışla bir hayat başlayabilir.Elimizdeki bu gücü ve çocuklarımızı daha bilinçli şekilde teşvik edersek ne kadar büyük bir etkimiz olabileceğini bir düşünün.
Kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Çok severek okuduğum ve ara ara açıp herhangi bir sayfadan bir şeyler okuduğumda bile sanki baştan okuyup bitiriyor gibi oluyorum. Okuyun ,okutturun:-)
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231.3k okunma
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden bir şeydi.
"Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme istediğini bile söndüren bir şeydi."
Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.