Humboldtçu üniversite modelinde, her bilim, doruktak tahtta spekülasyonun oturduğu bir sistemde kendine ayrılmış yeri işgal eder. Bir bilimin bir başkasının alanına müdahalesi ancak kafa karışıklığı, sistemin işleyişinde "parazitler" doğurur. İşbirlikleri ancak spekülasyon düzeyinde, filozofların kafasında, mümkün olabilir.
Disiplinlerarasılık fikriyse tam tersine, özel olarak gayrimeşulaştırma dönemine ve onun acil empirizmine ait. İnsanın bilgiyle ilişkisi tin'in hayatının gerçekleştirilmesi ya da insanlığın özgürleştirilmesi üzerinden değil, karmaşık bir kavramsal ve maddesel aygıtlar bütününü kullananlar ve bunun performansından yarar sağlayanlar üzerinden kuruluyor. Bunlar, söz konusu bütünün nihai amaçlarını ve doğru kullanımını formüle bağlayan bir üst-dil veya üst-anlatıya sahip değiller. Fakat performansını güçlendirmek için brain storming'leri [beyin fırtınaları] var.