Jean-François Lyotard 10 Ağustos 1924'de Versailles'de doğdu. 1956 yılında felsefe yeterlik sınavlarını başarıyla verdikten sonra, Cezayir’in Konstantin kentindeki lisede bir yıl ve ardından Fransa’da La Fléche adlı lisede yedi yıl boyunca felsefe öğretmenliği yaptı.
1954 ile 1964 yılları arasında Sosyalizm ya da Barbarlık adlı Fransız radikal Marksist dergiye, ardından İşçi Gücü adlı başka bir dergiye düzenli yazılar yazdı. Düşünsel yaşamının başlangıcında Marksist bir konumda bulunan Lyotard daha sonra, 1974 yılından itibaren (Economie Libidinale–Libidinal Ekonomi kitabıyla birlikte) Marksizm ve Modernizm temelli öğretileri eleştiren bir yöne geçti. Lyotard'da bu kitaptan itibaren Nietzsche'ci bir teorik-politik konuma geçişin izleri görülür.
1968 Mayıs'ı olayları sırasında, Lyotard Sorbonne-Nantere’de dersler verdi. 1987 yılında emekli olana dek önce Paris Üniversitesi’nde, daha sonra ise Saint-Denis ’de öğretim üyesi olarak çalıştı. Aynı zamanda Paris’teki Uluslararası Felsefe Koleji'nin kurucu üyesi olan Lyotard, değişik aralıklarla bulunduğu sekiz yıl boyunca ABD’nin çeşitli üniversitelerinde Fransız felsefesi ile eleştirel kuram üstüne dersler verdi. Bir süre Almanya’da da konuk profesör olarak da bulunmuştur.
Lyotard, 21 Nisan 1998’de Paris’te lösemiden öldü.
Title:
Fransız filozof, edebiyat teorisyeni, postmodernizmin ve postmodern felsefe 'nin öncülerinden olan çağdaş Fransız düşünürü.
Ulus devletlerin önce topraklara hakim olmak, ardından hammaddelerin ve ucuz işgüçlerinin konum ve işletimlerine hakim olmak için savaştıkları gibi, gelecekte bu kez bilgiye hakim olmak için savaşacakları düşünülebilir.
lyotardın bu eseri, uzun bir felsefe okumasından sonra neden tüm bunları okudum sorusuna güzel bir yanıt olabilir belki, ama benim gibi felsefe okumalarında henüz emeklerken de okunabilecek, neden felsefe yapıyoruz neden arzuluyoruz sorularına hem psikolojik freudçu daha doğrusu lacancı bakış açısından hem de kafanızda bir türlü oturtamadığınız
Kitap ilk 1967 de basılmış. Türkçe ye 2013 de çevrilmiş ve sadece 1000 tane basılmış.
Modernizmin kavramsal dünyasını sorgularken düşüncelere payanda olabilecek yeni bir kavramsal alan icat ederek hepimizin başını belaya sokuyor.
Postmodernlik denilince el çabukluğu mağfireti ile değil bilgi felsefesi ile birlikte kavramları -yine de fazla titizlik göstermediğini düşünüyorum- yeniden düşünüyor.
Postmodern DurumJean François Lyotard · Bilgesu Yayıncılık · 2013135 okunma
Hegel'de tarihsel bağlamıyla ortaya koyulan ancak daha sonra Edmund Husserl tarafınca farklı boyutlarıyla ele alınan fenomenoloji konusunda yazılmış, fenomenoloji ile tarih, sosyoloji, psikoloji gibi birkaç farklı disiplinin ilişkisini inceleyen bir kitap.
Hegel'de tarih, kültür ve dolayısı ile zamansallık ve bellek kavramlarıyla iç içe olan fenomenoloji Husserla'da şimdiki zamana indirgenmiş, bilincin fenomenle olan dolaysız ilişkisini içerir. Husserl'a göre bilinç her zaman bir şeyin bilincidir ve yönelimseldir. Bu anlamda husserl fenomenolojisinde tarih, bellek, zamansallık, ben öteki ilişkisi gibi unsurlar hep ikinci plana atılırlar. Ancak her bilinç yönelişsel oluşu bakımından özgün ve biricik olsa bile kişisel - ortak tarihten bağımsız bir bilinç de düşünülemez. Zira öteki ve ben ile ilişkimizi kuran da bilincimizin bu yönüdür.
Özce kitapta da fenomenolojinin disiplinlerarası alandaki etkileri, bu alanlarla ilişkisi ortaya koyulmuş. Ancak meraklısına hitap edecek güzel ufuk açıcı bir eser çıkmış ortaya.
FenomenolojiJean François Lyotard · Dost Kitabevi · 200711 okunma