—— Spoiler içerebilir ——
ÖNEMLİ: İngilizce versiyonunu okuyup, yorumu ona göre girdim.
İki bölümden oluşan kısa bir roman, insanlardan nefret eden, afyon bağımlısı bir anlatıcının kâbus gibi vizyonlarını serbest bırakıyor. Anlatıcı, küçük bir odada tek başına yaşıyor gibi görünüyor ve geçimini kalem kutusu kapakları boyayarak kazanıyor. İlk (ve çok daha ilginç) bölümde,
196 syf.
·
Not rated
Blogumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. Uzun yorum için kusura bakmayın. Kitap kulübü nedeniyle detaylı bir yorum yapmaya çalıştım. Antoine de Saint-Exupéry, tahmin ediyorum ki birçoğumuzun bildiği bir isimdir,Küçük Prens’in yazarı kendisi. Ancak onun için Küçük Prens’in yazarı ile tanıtmak, yazdıklarına ve yaşadıklarına dair eksiklik olur.
Nefes kesici ve derslerle dolu bir kitaptı benim için...
Fakat ben buradan Takaşi Nagai'ye cevap vermek istiyorum. Hiçbir şey umduğun gibi olmadı. İnsanlık birbirinden nefret etmeye ve savaşmaya devam ediyor. Bilim ne yazık ki insanlığa hizmet etmek yerine onu öldürmeye çalışıyor. Nagasaki, belki son atom bombası atılan şehir olarak kalmaya devam edecek fakat daha büyük ve acılı bilimsel buluşlar insanları öldürmeyi sürdürecek. Bu kabilden beri böyle ve böyle olmaya devam edecek...
" Biz birbirimize çok benziyoruz. Sen ölüyorken aşkını yaşatmak için çabalıyorsun. Ben ölen aşkımı yaşatmak için çabalıyorum... Biz sevgimizi doyasıya yaşayan ve o sevgiyi yaşamak için yaşatan kadınlarız. O yüzden hiçbir zaman ölmeyiz. Yaşa ve Yaşat "
Selam Öyle bir kitap okudum ki ... Başladıktan sonra elimden bırakamadım, duygudan
Ayyyy deliriyorum, çıldırıyorum çok mu çok güzel bir seriydi. Ve lütfen acil şu kitabın üçüncüsü basılsın. Son sayfalar beni ponçik birşey etti resmen eridim, ağzım kulaklarıma vardı okurken. ( Yer yer sinir de oldum caktirmayın. ) İlk kitap Celeste' nin hainliği ile sonuçlanıp, Isla' nin onun güçlerini alarak artık hem Wildling hemde Starling' e hükmetmeye başlamasını konu alıyor. İki diyarın hükümdarı ismimiz buradan geliyor. İlk kitapta tamamen güçsüz sandığımız Isla' nin bu kitapta gücünü keşfetmesi, onu yönlendirmesi ve geliştirmesini ince ince işliyor. Ve tabi ki Lightlark kralı ile aralarında ki ufak kıvılcımlanmalari da okuyoruz. ( Kör olsaydım da Oro' ya yürümeseydin be Isla' m. Grim' varken Oro' ne Allah için ya) Kitabın ilk yarısı boyunca Grim hiç yoktu nerdeyse. ( Ki benim bu seride bebeğim, canım, bestim Grim olur. Ona sevdam tartışmasız ) İlk yarıdan sonra Isla, Grim ile geçmişlerini hatırlamak zorunda kalıyor. Ve aslında ilk kitapta ucu açık kalan tüm sorular cevap buluyor. Arkadaşlar o son sayfa, Grim'in dediği o tek cümle ben kül oldum, yandım bittim haberiniz olsun. ( Allah'ım çok tatlı ) Ve yine bu kitap bir tık daha savaşların, güçlerin, kadim varlıkların daha yoğun olduğu bir kitaptı. Kitabın sonu tam benim istediğim gibi bitti valla ben çok mutluyum ama bana acil üçüncü kitabı fırlatın lütfen. Fantastik severler gidin sepetinize atın şu seriyi ne duruyorsunuz Allah aşkına İlgisini çekenlere keyifli okumalar diliyorum
Seçimlerimizde özgür müyüz?
Michel Foucault 'Deliliğin Tarihi' eserinde büyük kapatmadan bahsetmiştir. Hapishaneler, hastaneler vb. iktidarın gücü elinde bulundurmasının çeşitli yolları olduğunu anlatmaktadır. Diğer eserlerinde de hapishaneler ve cinsellik üzerinden giderken bu eserinde daha çok deliler ve tımarhaneler üzerinden fikirlerini sunmaktadır.
