“ Ben barıştan mı bahsediyorum? Hangi barış?Belki onlar, erkekler için. Çünkü biz, kadınlar, her sabah eski ve bitmek bilmeyen bir savaşa uyanmaya devam ediyoruz” (s.117).
Dişi Aslanın İtirafı, Mozambik’in kuzeyine aslan saldırıları üzerine görevlendirilen bir avcı ve kardeşi bu saldırıların biri sonucu ölen bir kız olmak üzere iki anlatıcının gözünden bütüne ulaşmaya çalıştığımız bir hikâye anlatıyor. Kızın ailesinin hikâyesiyle beraber, Portekiz sömürgesi olan Mozambik’teki asimilasyon sürecine, dinlerin ve kültürlerin çatışmasına ve bir arada yaşamasına, iç savaş sonrasına tanıklık ediyoruz. Ama Mia Couto’nun asıl anlatmak istediği gerek bu toplumda gerekse bu toplum özelinden genele yansıtabileceğimiz kadın olmanın zorlukları. Çok çeşitli ama her biri yüreğinizi acıtacak birçok kadının yaşam savaşını anlatıyor; cinsel istismardan toplumsal cinsiyet rollerine, kadınlara dayatılan güzellik algısından psikolojik ve fiziksel şiddete kadar pek çok meseleye değiniyor. Yerel inançlar ve mistik kültürel unsurlarla harmanlanmış, büyülü gerçekçi bir tarzda aktarıyor bunları yazar. Şiirsel bir dille insanın içini çok acıtan hayatları sunuyor. Yer yer Pedro Paramo’yu anımsatan bir şekilde ölülerle yaşayanların bir arada bulunduğu, kimi zaman fantastik unsurlarla masalsı bir anlatımı olan bir kitap. Konu ilginizi çekiyorsa ya da büyülü gerçekçilikten hoşlanıyorsanız tavsiye ederim, çok hoşuma giderek okudum.